Ana Tanrıça Kibele (Kybele) | Magna Mater

Ana Tanrıça Kibele (Kybele) | Magna Mater

Ana Tanrıça tapınımı daha çok nerelerde görülür? Anadolu, Yunan ve Roma Uygarlıklarından Ana Tanrıçaya verilen isim nedir? Ana Tanrıça neyi ifade eder? Kibele Magna Mater

O büyük bir tanrıçaydı. Erkeklerin kendisine mutlak boyun eğmek zorunda olduğu bir kraliçe, hükmettiklerini kolayca yok edebilen ve etmiş olan kindar bir kadın.

Kibele (Kybele - Cybele) büyük ana ya da sadece Ana olarak bilinen tanrıça eski Akdeniz Dünyasının dinsel yaşamındaki en ilginç ögelerinden biridir.

İnsanların bu tanrıçaya bağlılığını gösteren ipuçları oldukça eski yıllara kadar uzanır. Bir ana tanrıçaya tapıldığını açıkça belirtilen bu dönem malzemenin üretildiği en erken çağ olan M.Ö 1000’in erken döneminden M.S 5. yüzyılda paganizmin Roma İmparatorluğu’ndaki son günlerine dek uzanmaktadır.

Ana Tanrıça Heykelciği - Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Ana Tanrıçaya en canlı haliyle Antik Yunanistan ve Roma’ya ait şiirlerde, övgülerde ve dinsel anıtlarda rastlarız ama onun asıl yurdu Anadolu idi. Ana Tanrıçanın en karakteristik ve kalıcı özellikleri Orta Anadolu’daki Frigya bölgesinde biçimlenmişti. Tanrıçaya tapınılması buradan geniş bir alana yayılmış; muazzam bir taraftar kitlesi edinmiş ve Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika’daki Akdeniz kültür havzasının tüm coğrafyasını kaplamıştır. Ana Tanrıça Kültünün uzun ömrü ve Ana’ya yapılan binlerce sunu ona derin bir saygı duyulduğunu açıkça göstermektedir.

Ana Tanrıçanın etkisinin en yaygın olduğu bölge eski Akdeniz Dünyasıdır.

Ana Tanrıça Nerede, Hangi İsimlerle Adlandırıldı?

Tanrıçanın adı ilk olarak M.Ö 7. yüzyıla ait Frig yazıtlarında görülür. Yazıtlarda ona Frig dilinde Matar yani Ana diye seslenilmiştir. Bu sözcük tek başına kullanılmakla birlikte Frig dilinde "dağın" anlamına gelen Kubileya’nın da kullanıldığı görülür. Bu nedenle tanrıçaya seslenen en eski yazılı metinlerde o yalnızca Ana ya da Dağın Anası idi.

M.S 2. yüzyıla ait Yunanca yazılmış Frig yazıtlarında o Meter Thea yani ana tanrıça olarak isimlendirilirdi. Yunanistan’da Meter, Ana demek idi ama daha üstün bir özellik kazanarak Tanrıların Anası olmuş ve bu kimlikle Yunan Panteonunda vazgeçilmez bir yer edinmişti.

Roma dünyasında Magna Mater yani Büyük Ana olarak seslendirildi ve sık sık Mater Deum Magna Idea yani Tanrıların İdalı Büyük Anası olarak isimlendirildi. Bu ünvan ona hem Roma panteonununda hem de Roma’nın İda Dağından gelen Troyalı Aeneas tarafından kurulduğunu anlatan efsane geleneğinde önemli bir yer verdi.

Bu kült ünvanlarına ek olarak Ana Tanrıça, Yunanistan ve Roma’da çoğunlukla Frig dilinde Kubileya’dan türetilen adla Kybele ya da Cybele olarak anılırdı.

Kibele - M.Ö. 78 Gümüş Roma Sikkesi

(Kaynak: www.britishmuseum.org/collection/object/C_2002-0102-3630)

Yunanca ve Latince metinlerde Kybele ya da Cybele bir sıfat değil tam tersi özel addır. Tanrıçanın özel adı olarak yazıtta, özellikle şiirde yaygın bir biçimde benimsendi ama övgü ya da adak yazıtı türündeki dinsel metinlerde asla kullanılmadı. Tapınıldığı dönemde o daima yalnızca Ana idi. Çeşitli dillerde en eski ve en yaygın kullanılan adı Ana olduğu için tüm uygarlıklar kendisine Ana Tanrıça olarak seslenmişlerdir.

Tanrıçaya doğrudan doğruya Ana diye ilk seslenenler Frigyalılar olduğundan Frigyalı Ana’yı tanımlamak çok önemli olsa da Orta Anadolu’da ve daha başka yerlerde Frigya tanrıçasının öncüllerini araştırmak çok önemlidir. Bu nedenle Anadolu’da Frigyalılardan önceki uygarlıkları tanımak da çok önemlidir.

Anadolu’nun Neolitik Çağ yerleşmelerinden gelen malzemeler Anadolu’nun Ana Tanrıçası‘nın varlığını M.Ö 6000’lere gittiğini gösteren kanıtlar olarak kabul edilir.

Magna Meter: Yunanistan'da Ana Tanrıça

Ana Tanrıça, Friglerden Yunanistan’a geçtiği için bir sonraki aşamada Yunan Meter’i kavramını da anlamak gereklidir.

Yunan dünyasında Ana Tanrıça inancı çok geniş bir alan yayıldığı için Meter inancı Arkaik, Klasik ve Hellenistik dönemlerde kronolojik olarak üç bölümde incelenir.

Ana tanrıçanın Yunanistan’a gelişi M.Ö 7. yüzyılın sonunda ve 6. yüzyılda sessiz bir devrimle gerçekleşmiştir.

Yunan tanrıçası Meter, Yunan dinsel yaşamının önemli bir parçası olarak kabul edilmiş, ilahi bir esinlenme ve bireysel tapınma ile ilgili güçlü bir mistik varlık haline gelmiştir. Yunan yazımında sık sık anılması ve ona sunulmuş yüzlerce adak ve ritüeller onun dinsel yaşamındaki varlığını kanıtlamaktadır.

Ana Tanrıça Kültü ile bir bağlantı olarak kabul edilen kaya kütlesi. Leto Tapınağı - Letoon

Magna Mater: Roma'da Ana Tanrıça

Ana Tanrıça en canlı portresini Roma kültüründen elde ederiz.Yunanistan’daki durumun aksine Romalılar M.Ö. 3. yüzyıl sonlarında Magna Mater Kültünü resmen getirmeye karar verdiler ve onu Roma Devleti’nin bir tanrıçası olarak üzere Roma’ya getirdiler

Tanrıça Helenleşmiş bir tarzda olmakla birlikte Anadolu’dan doğruca Roma’ya nakledildi ve Platinus‘ta Roma Cumhuriyeti’nin seçkin kültleri arasındaki şerefli yerine yerleştirildi.

Magna Mater, Scipiolardan Augustus’a kadar birçok ünlü politik şahsiyetin desteğini almış olup onun kült figürleri Cumhuriyet ve erken imparatorluk döneminin hemen hemen her yazarın yapıtında göze çarpar. Ancak Ana Tanrıça, aynı zamanda Roma Panteonunun kaygı verici bir sakiniydi. Devletin kurtarıcısı olarak övülmüş ancak büyük ölçüde hizmetindeki hadım rahiplere duyulan nefret nedeniyle biraz uzak tutulmuştu.

Roma’nın Magna Mater’e davranışındaki ikiye bölünmüşlük özellikle Antik Çağın sonlarında Ana Tanrıça’nın önemli bir rol oynadığı pagan ve Hıristiyan çatışmasında iyice belirginleşmeya başladı ve dilegetirilmeye başlandı.

Ceres ve Kibele - 1785, İngiltere

(Kaynak: www.britishmuseum.org/collection/object/H_1909-1201-4)

Ana Tanrıça ve Attis

Ana Tanrıça Kültünün ilginç olan bir başka yönü doğumunu ve genç çoban Attis ile aşk macerasını anlatan mitolojik hikayelerdir. Attis’in hadım oluşu ve ölümüyle sonuçlandığı için Kibele ile Attis masalı, Ana Tanrıçanın en iyi bilinen maceralarından biri ve en fazla ilgi çekenidir.

Geleneksel Frigya öyküsü olduğu sık sık dile getirilmiş olsa da belli ki bu öykü tanrı Attis’in varlığını açıklamak amacıyla Hellenistik dönemde yaratılmıştır. Ana Tanrıçanın tapımının garip özelliklerinden bazılarının özellikle ayinlerindeki hadım etme uygulamasının gerekçesi olarak pek çok Yunan ve Latin yazar tarafından yinelenmiştir.

Söylencenin özünde Frigya’ya özgü bazı öğeler bulunmakla birlikte öykünün bildiğimiz hali daha çok Yunan ve Roma kültürüdür.

Attis Heykeli - Antalya Müzesi

Genel bir bakış açısıyla Ana Tanrıça inancına Frig, Yunan ve Roma çizgisi üzerinden bakmak gereklidir. Çünkü bu inancın Anadolu’dan Yunanistan’a, Yunanistan’dan Roma’ya yayılırken gösterdiği önemli değişiklikleri ancak bu üç kadim kültür üzerinden tanımlayabiliriz. Bu özel kültürel çizgiler tapınaklar, kutsal yerler, tanrıçanın betimleri, ona yapılan adaklar ve ona yönelik simgelerden oluşan maddi kanıtlar ile ayinle ilgili kurallarını içeren yazıtlarından oluşan yazılı kanıtlardır.

Kutsal metni ya da dogması olmayan çok tanrılı karmaşık bir dünyada, insanların dinsel uygulamalarının nasıl yapıldığı ile ilgili bulgular belli bir tanrının ya da kültün kendi taraftarlarına ne ifade ettiğini saptamanın genellikle en etkili yoludur.

Ana Tanrıça, Pindaros ve Euripides’ten, Catullus ve Vergilius’a kadar çok sayıda antik yazarın yapıtında yer aldığı için yazınsal metinlerin tanıklığı oldukça değerlidir. Ancak yazınsal metinler Ana Tanrıça ve halkın Ana Tanrıça hakkında ne düşündüğünü tam olarak aktaramaz, çünkü yazımlar genellikle Yunanistan ve Roma’nın seçkin aydınlarının görüşlerini yansıtırlar.

Kibele Ana ve genç sevgilisi Attis ile ilgili mitolojik öykülerin anlatımları incelenirken bu hiyerarşik yapı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yazımlardan daha çok kült inancı hakkında değil yalnızca yazınsal değerlendirmelere, yalnızca Yunanlılara ve Romalılara ait fikirler elde ederiz.

Ayrıca Akdeniz toplumunun Ana Tanrıçasına daha yakın bakınca bir Ana Tanrıçanın ne olduğu veya ne olması gerektiği konusundaki çağdaş yaklaşımların çoğunu kuşku altında bırakan bir çelişki ortaya çıkıyor.

Tanrıçaya hep ANA denilse de yanında bir çocukla görüldüğü ender bir durumdur.

Kibele inancı, kadının pek az hakka sahip olduğu, kamuda pek varlık gösteremediği toplumlardaki güçlü dişi tanrısal varlıktır.

Özgün bir Doğulu Tanrıça olarak Batı Akdeniz’de İmparatorluk Romasında büyük otoritesinin ve saygınlığının tadını çıkardı. Bu inanç Yunan ve Roma toplumunun aydın sınıfı tarafından sık sık küçümsenmesine karşın yöneten sınıf ve sıradan insanlar arasında inanılmaz bir taraftar kitlesi topladı

Tanrıça, güç ve beraberlik simgesi olarak kabul edilmesine rağmen en yakın ilişkide olduğu tanrı, kendi kendini hadım eden genç tanrı Attis idi.

Kuşkusuz Ana Tanrıçanın sadece ölümlü bir ananın ilahi düzeydeki kopyası olduğunu düşünemeyiz.

Ana Tanrıça Kültü ile bir bağlantı olarak kabul edilen kaya kütlesi. Artemis Tapınağı - Letoon

Peki, sonuç olarak Kibele nasıl bir Ana Tanrıçaydı?

Aslında Ana Tanrıça üreten ve besleyen geleneksel dişi rolüne uymaz.

Çocuk doğumuyla, tarım ya da hayvan bereketine ait simgelerle ender olarak bağdaştırılmıştır.

Frig yazıt ve anıtlarında Ana Tanrıçanın en çok öne çıkan yönü, onun tanrısallığının ortaya çıkışındaki öncül ögelerdi.

Kendisine Ana konumunu kazandıran en önemli ögenin, biricik analık işlevinden çok, doğal çevreye hükmeden gücünün olduğu bir tanrıça görür gibiyiz. Bu güç, Frig Devletine ve Frig halkına koruma sağlayarak tanrıçayı devletin anası yapmıştı.

Kibele - Atina (Kaynak: www.britishmuseum.org/collection/object/G_1836-1008-3)

Tanrıçanın Frig tasvirlerinden alınmış olan Yunanistan’daki görsel simgesi, açıkça görüleceği gibi analığa özgü niteliklerden yoksundur ama Yunan metinleri onun Ana kimliğine ilişkin Yunan kavramı hakkında daha kapsamlı bir tanım sağlamaktadır.

Tanrıçanın Yunanistan’daki varlığına dair en eski kanıtlardan biri olan M.Ö 6. yüzyıl tarihli 14. Homerik övgü, tanrıçaya bütün tanrıların ve insanların anası olarak seslenmekte olup Tanrıların Anası unvanı Yunan yazınsal metinlerinde ve kült adak yazıtlarında onun başlıca ünvanı haline gelmiştir.

Yunan geleneği, Titanların asıl anası olan Gaia yani Toprak figürü; kendisi de bir Titan olan ve altı büyük Olympos tanrısını doğuran tanrıça Rhea’yı da anımsatıyor.

Gaia ile Rhea birer kourotropros yani çocukları besleyip büyüten olmaları nedeniyle aynı zamanda insanlığın da Ana’sı ile kaynaştırılırken, bütün bu öğeler Yunan Meteri’nin kişiliğinin bir parçası haline geldi.

 

Kibele - M.Ö. 3.-2. Yüzyıl

(Kaynak: www.hermitagemuseum.org/wps/portal/hermitage/digital-collection/06.+sculpture/973326)

Roma’daki modelde, tanrıça yine Tanrıların Büyük Anası, Mater Magna Deum idi. Hem Frig, hem Yunan ana tanrıçalarının kişiliklerini paylaşıyordu. Hatta Frigya’daki konumuna benzer bir şekilde, Roma Devleti’nin koruyucusu rolünü de üstlendi.

Vergilius’un Aeneas destanında, tanrıça kahraman Aeneas’ın koruyucusudur ve Aeneas’a göre o Alma Mater’dir. Her şeyi besleyen anadır aynı zamanda. Aeneas’ın temelini atacağı Roma Devleti’nin görkeminin bir simgesi haline gelmiştir.

Roma İmparatorluğu’nun sonuna doğru, bütün bu öğeler mevcuttu. Tanrıçaya hem Ana ve her şeyin koruyucusu, hem de Toprak Ana diye sesleniliyordu. Tanrıların Anası, Devletin Anası ve Yaşam Anası olmuştu.

Yararlanılan Kaynaklar

Lynn E Roller - Ana Tanrıçanın İzinde Anadolu

Azra Erhat       Mitolojisi Sözlüğü

 

 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.