Safranbolu Yörük Köyü Gezi Rehberi | "Müze Köy" Yörük Köyü

Safranbolu Yörük Köyü Gezi Rehberi |

Safranbolu’nun küçük bir minyatürü görünümündeki Yörük Köyü hakkında bilinmeyenler nelerdir? Yörük Köyü hakkında hazırladığımız gezi yazımızda köyün geçmişi, konakları, gezilecek yerleri, mutfağı ve ünlüleri ile ilgili keyifli bilgiler bulacaksınız...

Safranbolu’ya bir adım ötede yer alan Yörük Köyü son yılların adı en çok duyulan köylerinden biridir. Batı Karadeniz denince zihinlerde Safranbolu canlanır; Safranbolu denince de Yörük Köyü gezi programına mutlaka alınır. Haftasonu gezilecek yerler arasında listenin başını tutan Yörük Köyü’nde unutulmaz bir gün yaşayabilir, hatta konaklama yapabilirsiniz.

Yörük Köyü, ahşapın ihtişamı yansıtan 2 ya da 3 katlı evleri, heybetli konakları, yaklaşık 350 yıllık çamaşırhanesi, yöresel ürünleri ve lezzetleri ile hayranlık uyandırıyor. Hele hele Kasım Sipahioğlu Konağı ve konağın neşeli sahibesi Filiz Teyze köyün olmazsa olmazları... Yörük Köyü gezinizi kahkahalara boğacak olan Filiz Teyze’ye kulak verip, konağın ve köyün geçmişinde yolculuğa çıkıyorsunuz.

Yörük Köyü hakkında merak ettiğiniz her şeyi sizler için kaleme aldık. Yörük Köyü nerede, nasıl ulaşım sağlanır? Yörük Köyü’nün tarihçesi nedir? Yörük Köyü’nün ünlüleri kimlerdir? Yörük Köyü’nde gezilecek yerler, görülmesi gerekenler nelerdir? Ne yemeli ne almalı? Hepsi ve daha fazlası Yörük Köyü Gezi Rehberi’nde...

Yörük Köyü Nerede?

Yörük Köyü nerede yer alıyor? Öncelikle bu muazzam köyün nerede olduğundan bahsedelim. Karabük iline bağlı Safranbolu’dan çıkıp Kastamonu istikametine yöneldiğinizde 11 km sonra Yörük Köyü’ne ulaşıyorsunuz. Safranpark Avm’yi geçtikten sonra biraz ileride sol tarafa tabela veriyor. Tabeladan sola dönünce de Yörük Köyü’nün otoparkına ulaşıyorsunuz. Burada aracınızı bırakıp köyü yürüyerek gezmek en mantıklısı. Köyün içerisine araçla girmek hele ki yoğun dönemde büyük sıkıntı yaratıyor. En doğrusu aracı park etmek ve adımlayarak köyü keşfetmek.

Yörük Köyü Konum için Tıklayınız

Peki Yörük Köyü’ne nasıl ulaşım sağlanır? Şayet kendi aracınız varsa Yörük Köyü’ne ulaşımı kolayca sağlayabilirsiniz. Aracınız yoksa da merak etmeyin Safranbolu’dan Yörük Köyü’ne kalkan dolmuşlar var. Safranbolu merkezden kalkan dolmuşlar, Safranbolu Tarihi Çarşı’nın meydanındaki Cinci Hamamı’nın oraya uğruyor. Cinci Hamamının önündeki meydandan üzerinde Yörük Köyü yazan dolmuşlara binerek köye ulaşım sağlayabilirsiniz. Dolmuş saatleri mevsime göre değişiklik gösterebilir.

Safranbolu’dan Yörük Köyü’ne: 08:30, 11:00, 14:00, 17:00, 19:00

Pazar Günleri: 10:30, 14:00, 17:00, 19:00

Yörük Köyü’nden Safranbolu’ya: 08:00, 10:00, 12:00, 15:00, 18:00

Pazar Günleri: 08:00, 12:00, 15:00, 18:00 saatlerinde dolmuş bulabilirsiniz.

Yörük Köyü Hakkında Bilgi

Türkiye’nin “Müze Köyü” Yörük Köyü’nün tarihçesine değinelim. Öncelikle köyün isminde geçen Yörük kelimesinden başlamak lazım. Yörük kelimesi öz Türkçe “yörümek, yürümek” fiilinden türemiştir. Konar-göçer yaşam şeklini besimsemiş olan Yörükler, Oğuz boylarına mensuptur. Hayvancılıkla geçimini sağlayan,  ovada ve yaylada çadır kurarak yaşayan Yörükler’in bir kısmı zamanla yerleşik hayat geçmiştir. Bu yerleşik haya geçenlere Manav/Türkmen denirken göçebe hayata devam edenler Yörük olarak anılmaya devam etmiştir.

Yörük Köyü’nün kuruluşu ile ilgili anlatılan rivayete göre; Kayı Boyu’na mensup Karakeçili aşiretinden 3 erkek kardeş (Hüseyin, Hacı ve Davut) ailelerini alarak Taraklı Borlu diye bilinen bölgeye gelir. Bu üç aile kendine mesken tutarken büyük kardeş Hüseyin Yörük Köyü civarına yerleşir. İlk başlarda çadırlarda kalan aileler zamanla yerleşik hayata geçince de Yörük Köyü’nün temelleri atılır. Diğer iki kardeşten Hacı, Hacılarobası Köyü’nü, Davut ise Davutobası Köyü’nü kurar.

Yine yazılı efsanelerde bu bölgedeki Yörükler’in 14. ye 15. yüzyıllarda konar-göçer durumda yaşadıkları, kendilerine has bir vergi sistemi ile bir kadıya bağlandıkları, zamanla da yerleşik hayata geçerek Yörük Köyü’nü merkez aldıkları bilinmektedir. 16. yüzyılda Safranbolu civarında yaşayan göçebe halklara Yörükan-Taraklı, Yörükan-Taraklıborlu isimleri verilmiştir. O dönemde merkezi Kütahya olan Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı olan köy, zamanla Kastamonu ve Bolu gibi vilayetlere bağlanmıştır.

1997 senesinde Kentsel Sit Alanı ilan edilerek koruma altına alınan Yörük Köyü Safranbolu’nun minik bir minyatürü gibidir. Lakin Safranbolu’nun aksine düz bir alan içerisinde kuruludur. Yani yürürken engebeli sokaklar değil dümdüz yollar karşılar sizi.

Turizme kazandırılan köyde 93 adet tescillenmiş konak yer alıyor. Bu konaklardan en eskisi yaklaşık 450 yaşında. Üstelik 300 yaşında bir çamaşırhane de mevcut. Bektaşilik öğretisinden derin izler taşıyan köyün tescilli evleri bitişik nizamda inşa edilmiştir. Tek bir yerde kümelenmeyen evler, ana cadde boyunca sıralanmış durumdadır.

Evler ya 2 ya da 3 katlıdır. Bazıları oldukça heybetlidir. Evlerin kendilerine ait bir bahçesi mutlaka vardır. Bahçelerde rengarenk çiçekler ise köye ayrı bir tat katıyor. Bir köyden daha fazlası var burada. Klasik Osmanlı-Türk kırsal mimarisinin birazcık dışına çıkıyorsunuz ama Türk kültürünün ve aile yaşantısının izleri oldukça fazla.

Günümüzde Yörük Köyü’nde 140 hane bulunmaktadır. Lakin sadece 62’sinde sürekli ikamet eden vardır. Köyün nüfusu ise yaklaşık 250 kişi olup, bazı kişiler sadece bayram ve tatil dönemi köye uğramaktadır. Zamanında İstanbul’a büyük göç veren köylüler İstanbul’a “Goca Köy” lakabı takmıştır. Ayrıca köyden gitmiş kişiler tarafından Yörük Köyü Kültür Mirasını Koruma, Tanıtma ve Dayanışma Vakfı tarafından köye destek verilmektedir.

Yörük Köyü’nün Ünlüleri

Kökenleri Yörük Köyü’ne giden ünlülerimiz var. Bunlardan ilki köydeki meydanda da heykelini göreceğiniz dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer’dir. Bir diğer ünlü isim ise yine dünyaca ünlü modacımız ve Leyla Gencer’in de akrabası olan Cemil İpekçi’dir. Ayrıca ünlü spiker Gülgün Feyman’ın anneannesi de bu köyden. Bir de Türker İnanoğlu’nun Safranbolu doğumlu olduğunu belirtelim.

Leyla Gencer: Yörük Köyü’ne geldiğinizde Çökön Meydanı’nda sizi bir heykel karşılıyor. Bu heykel Leyla Gencer’e aittir. Yani dünyaca ünlü opera sanatçımız Leyla Gencer. 20. yüzyılın en önemli sopranolarından biri olan Leyla Gencer 1928 Polonezköy doğumludur. Köken olarak Safranbolu-Yörük Köyü’nden olan Gencer, Hasanzade İbrahim Çeyrekgil’in kızıdır.

Genç yaşta babasını kaybetmiş ve 18 yaşında da İbrahim Gencer ile evlenmiştir. Eşi İbrahim Bey’in her daim kariyerini desteklediği Leyla Gencer çok büyük başarılara imza atmıştır. Hayali olan La Scala’da sahne almayı da gerçekleştiren Gencer, dünyanın birçok ülkesinde sahneye çıkmayı başarmıştır. 1988 yılında “Devlet Sanatçısı” ünvanını alan Leyla Gencer’e birçok ülkeden vatandaşlık teklifi gelse de kendisi “Benim tek bir vatanım var o da Türkiye” diyerek bu teklifleri asla kabul etmemiştir.

Ömrü boyunca “La Diva Turca” “Türkler’in Divası” olarak anılan Leyla Gencer 10 Mayıs 2008’de vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine bedeninin yakılmasını istemiş ve kremasyon işleminin ardından külleri İstanbul Boğazı’na dökülmüştür.

Cemil İpekçi: Türk moda tasarımcısısı Cemil İpekçi 1948 İstanbul doğumludur. Annesi Safranbolu-Yörük Köyü’ndendir ve aynı zamanda Leyla Gencer’in akrabasıdır. Yani şöyle ki Leyla Gencer ile Cemil İpekçi’nin annesi kardeş çocuklarıdır. Dünyaca ünlü modacımız Cemil İpekçi büyük başarılara imza atmış bir isimdir.

Gülgün Feyman: Ünlü televizyon haber sunucusu ve oyuncu Gülgün Feyman Ankara doğumludur. Fakat Gülgün Feyman’ın anneannesi de Safranbolu Yörük Köyü’nden.

Türker İnanoğlu: Yeşilçam’ın ünlü yapımcısı ve yönetmeni Türker İnanoğlu da Safranbolu doğumlu ünlülerden.

Yörük Köyü’nde Gezilecek Yerler

Yörük Köyü’nde çok fazla gezilecek yer olmamakla birlikte öyle 2 yer var ki buralara kesinlikle uğramalısınız. Kasım Sipahioğlu Konağı ve Çamaşırhane mutlaka görülmesi gereken yerler. Aracınızdan indiniz adımlamaya başladınız, bakalım karşınıza neler çıkıyor. İşte Yörük Köyü’nde gezilecek ve görülecek yerler...

1. Çökön Meydanı ve Leyla Gencer Anıtı

Otoparka aracınızı bırakıp köyün içine yürümeye başladığınızda yol sizi Çökön Meydanı’na getiriyor. Meydanda Leyla Gencer’in büstünü görüyorsunuz. Dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer’in baba tarafı Yörük Köyü’ndendir. Bu yüzden kendisinin büstü buraya konmuştur ve meydanda ziyaretçileri karşılamaktadır.

2. Yörük Köyü Camii

Dilerseniz gezinize başlarken dilerseniz en son bitirirken bu şirin camiyi fotoğraflamayı unutmayın. Köyün girişine yakın konumdaki camii gerek ahşap minaresi gerekse ahşap ön cephesi ile köyün mimari dokusuna ne kadar da uyum sağlıyor. Ayrıca caminin önünde bulunan evlerin sıra sıra dizilmiş gösterişli hali yüz gülümsetiyor.

3. Kasım Sipahioğlu Konağı

Yörük Köyü denince akıllara ilk gelen isim şüphesiz Filiz Teyze. Kasım Sipahioğlu Konağı’nın sahibi Filiz Teyze köyün popüleritesini artıran kişi aslında. Bu konak köydeki anıtsal yapılardan biridir. Sipahioğlu Konağı’nın girişi ücretlidir. Müzekart geçerli değil. Çünkü burası özel bir mülk, fakat cüzi bir giriş ücreti olduğunu da belirtelim.

Taş temel üzerine yapılan konak toplamda 3 katlıdır. Geleneksel Türk konut mimarisinde üç katlı planlama sıkça karşımıza çıkar. Bu konakta da aynı planlamayla karşılaşıyoruz. Konak geniş aile için tasarlanmıştır. Yaklaşık 300 yıllık konakta aynı aileden gelen kişiler yaşamış ve yaşamakta. Filiz Teyze ve oğlu Aydın size konağın kapılarını açıyor. Filiz Teyze ise gelen ziyaretçilere konağı gezdirip konağın özelliklerinden bahsediyor. Bunu yaparken de esprili ve eğlenceli bir dil kullanıyor. Sık sık yükselen kahkahalar bunun işaretçisi.

Sipahioğlu Konağı’nı gezmeye başlamadan ayağınıza galoş giyiyorsunuz. Konağın en büyük özelliklerinden birisi Haremlik ve Selamlık bölümlerinin birbirinden ayrı olmasıdır. Günümüzde Haremlik kısmının bulunduğu 2. katta Filiz Teyze ve oğlu yaşamaya devam ediyor. O yüzden 2. katı gezme şansınız olmuyor. Fakat Filiz Teyze yine buradaki Başoda ve işlemeler hakkında elbet bilgi veriyor. Başoda, eskiden misafirlerin ağırlandığı yerdir.

Üç katlı konakta ikinci kat tavan yüksekliğinin üçüncü kata kıyasla daha basık olduğunu farkediyorsunuz. Demek ki bu basık tavanlı kat daha çok kışlık olarak kullanılmıştır. Ayrıca daha az pencere vardır. Bu teknik, soğuk kış günlerine karşı bir tedbirdir. Üçüncü kat tavanları daha yüksektir ve pencere sayısı daha fazladır. Bu da bize 3. katın yazlık olarak kullanıldığını gösterir.

Ara kattan sonra 3. kata çıktığınızda Filiz Teyze’nin asıl tiyatro yeteneği burada ortaya çıkıyor. Bu üst katta yaklaşık 6 oda bulunuyor. Yüklükler, banyo yapılan kısım, eskiye ait eşyalar ve dahası.

Sipahioğlu Konağı’nın kalemişleri de dikkat çekicidir. Özellikle Başoda’da ve Köşe Oda’da yer alan kalemişlerine fırsatınız olursa göz atmalısınız. Hayat ağaçları, buğday başakları, karanfiller...  Bektaşilik öğretisinin sembolleriyle sıkça karşılaşacağınız konakta 3, 5, 7, 12, 40 gibi rakamların mimaride yer bulduğunu görüyorsunuz. Ocak, tavan ve duvar süslemelerinde Bektaşilikte önem taşıyan bu rakamlar incelikle yerleştirilmiş. Kainatta uyumu, şükrü, olgunlaşmayı ve dahasını sembolize eden bu rakamlardan özellikle 12 imama atıfta bulunulduğunu görüyorsunuz. Yüklüklerde bazı niş sayılarının 12 olduğu da gözden kaçmıyor.

Ahşap zeminde yürürken tahtaların gıcırtı yapmadığını farkediyorsunuz ve Filiz Teyze hemen açıklamasını yapıyor. Tahtaların arasına konulan Horasan Harcı sayesinde hiç bir sallanma ya da gıcırdama yok. Saman, çamur, yumurta akı ve keçi kılı katılarak yapılan harç ahşapların arasına sürülmüştür. Böylelikle akşaplar hem gıcırtı yapmamıştır, hem de sürülen çamur sayesinde alt katta ahır varsa hayvan kokusunun yukarı çıkmasına izin verilmemiştir. Dahası kullanılan keçi kılı sayesinde haşere, böcek vs. tahtalara zarar vermemiştir.

Konakta Filiz Teyze’yi dinlekten sonra alt katta satılan hediyelik eşyalara göz atabilirsiniz. Benim tavsiyem yan taraftaki kafe bölümüne oturun ve açsanız bir kahvaltı yapın. Toksanız da ev yapımı baklavanın tadına mutlaka bakın derim. Bu arada gözlemeler de yıkılıyor...

4. Çamaşırhane

Yaklaşık 350 yıllık olduğu söylenen Çamaşırhane, Yörük Köyü’nde mutlaka uğramanız gereken yerler arasında. Girişi ücretlidir ve yine cüzi bir meblağ ödüyorsunuz. Çamaşırhane, Sipahioğlu Konağı’na çok yakın mesafede bulunuyor.

Çamaşırhane olarak planlanmış bu yapı 1985 senesine kadar kullanım görmüştür. Gelen ziyaretçilere işletmeci olan beyefendi çamaşırhanenin özellikleri hakkında bilgiler veriyor.

İçeriye girer girmez ortada kocaman bir taş kütlesi dikkatinizi çekiyor. Kadınların üzerinde çamaşırlarını yıkadığı bu taş 12 köşelidir. Bektaşilik inancının birçok sembolünü burada da görüyoruz. 12 İmamı sembolize eden taş 12 köşeli olup yüksekliği değişiklik göstermektedir. Kadınların boy uzunluğunu-kısalığını göz önüne alarak taşın yüksekliği farklı tasarlanmıştır. Taşın bir diğer özelliği ise ortaya doğru meyillidir. Meyil sayesinde çamaşırdan akan kirli su ortaya doğru toplanır, kimsenin kiri kimseye gelmez. Biriken kirli su ise taşın altında yer alan kısımdan dışarı boşaltılır.

Kadınlar burada çamaşırlarını kül kullanarak yıkardı. Çamaşırhanenin üç köşesinde yer alan kurnalarda durulama işlemi yapılır sonra dışarıya kuruması için çamaşırlar asılırdı. Dördüncü köşede ise düz bir zemin var. Burası da çamaşır yıkamak için kadınların sıraya girdiği yer diyebiliriz. Yani 12 köşeli taşın etrafında 12 kişi çamaşır yıkayabilirken, 13. kişi buraya geldiğinde ertesi gün için kendine sıra tutuyordu. İşte bu boş alana bir odun bırakarak bir nevi rezervasyon oluşturuyorlardı.

Çamaşırhanenin üst kısmına doğru başınızı çevirdiğinizde ise kafesli bir bölüm görüyorsunuz. Burası sıcak hava buharının çıkması ve içerinin ışık alması için özellikle yapılmış açık bölümdür. Çamaşır yıkayanlar akşam saatine kalırsa da yine bu açık bölüm sayesinde içerisi aydınlanabiliyordu.

İşte bu 300 yılı devirmiş Çamaşırhane aslında o dönemin sosyalleşme merkezi idi diyebiliriz. Kim bilir bu dev taşın etrafında hangi sohbetler yapıldı, hangi kayınvalide oğluna kız beğendi? O dönemin gündem konusu neydi ve Yörük Köyü’nde neler olup bitiyordu?  Kim bilir?.....

5. Sucu Hafız Konağı

Şayet hem vaktiniz hem merakınız varsa Sucu Hafız Konağı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Sucu Hafız Efendi’nin torununun gezidirip anlattığı konağı cüzi bir meblağ ödeyerek geziyorsunuz. İçerideki eşyalar yaşayanlara ait ve küçük bir etnoğrafya müzesi havasında burası. Tercih size kalıyor.

Yörük Köyü’nde Ne Yenir? Nerede Yenir?

Yörük Köyü’nde acıkmamak mümkün mü? Diyelim buraya sabah erken geldiniz. Kasım sipahioğlu’nda güzel bir kahvaltı ile güne başlamanızı öneririm. Gözlemeler harika, serpme kahvaltı çok leziz. Hele hele baklava... Filiz Teyze’nin kendi el açması baklavasının tadına mutlaka bakın derim. Bunların dışında mantı da harika. Yorgunluk kahvesi ya da safranlı bir bardak çay da harbi iyi gidiyor.

Yörük Sofrası da köyde yeme-içme mekanlarından biri. Burada yöreselleri tadabilir, hatta ödüllü baklavalarından bir porsiyon sipariş edebilirsiniz.

Yörük Köyü’nden Ne Alınır?

Yörük Köyü’nden alışveriş yapmadan dönmem derseniz çantanıza dolduracak çok şey bulabilirsiniz. Yani siz yeter ki para harcamak isteyin...

Yöresel ballar, reçeller, safranlı sabunlar, bağlar gazozu, safranlı kolonya ve daha birçok safranlı ürün... Dilerseniz ev yapımı mantı, baklava, erişte... Çoğu var azı yok. Safranbolu ev maketleri, magnetler ve el örgüsü şallar-hırkalar... Buyrun alışverişe.

Yörük Köyü’nde Yapmadan Dönme;

1. Kasım Sipahioğlu Konağı’nı gezip Filiz Teyze’den dinlemeden,

2. Tarihi Çamaşırhane’yi ziyaret edip ince ayrıntıları öğrenmeden,

3. Yörük Köyü’ndeki kapı tokmaklarındaki ipleri (Kapılarda ipler var ve her bir bağlayış şekli bir mesaj içeriyor. Mesela ip aşağı doğru sarkmış durumda ise ev sahibinin evde olduğunu gösteriyor. İp iki halkaya da sıkıca bağlı ise evde kimse yok demektir. İpe tek düğüm atılmışsa ev sahibinin kısa süre içinde döneceği, iki düğüm atılmışsa daha uzun süreceği, üç düğüm atılmışsa tüm gün gelmeyeceği, üç düğümden fazlasının ise şehir dışına çıktığı ve uzun süre dönmeyeceği anlamlarına gelmektedir ) fotoğraflamadan,

4. Konaklama fikriniz varsa Muratoğlu Konağı’nda kalmadan,

5. Köyün sokaklarında kaybolup bol bol fotoğraf çekmeden,

6. Gözleme ve baklavaların tadına bakmadan,

DÖNMEYİN...

Seyahatleriniz RehberName tadında olsun…

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.