Perge Antik Kenti Yapıları | Gezilecek Yerler

Perge Gezilecek Yerler – Görülecek Yapılar

Türkiye’nin en önemli antik kentlerinden biri olan Perge'de gezilecek yerler, görülecek yapılar hangileridir? Perge'nin ayakta kalan enfes yapıları ve özellikleri neler?

Bugün antik kent deyince ilk akla gelen yerlerden biridir Perge Antik Kenti. Antalya'nın Aksu ilçesi sınırlarında yer alan kent Perge, bir zamanlar Pamphylia (Pamfilya) Bölgesi’nin başkentiydi. O muazzam başkentten kalan yapılar, göz alıcı arkeolojik buluntular, kentin dünü ve bugünü tarih severleri sarıp sarmalar. Arkeoloji ve tarih dolu bir yolculuğa çıkmak isteyenlerin adresidir Perge.

Perge'nin Konumu, Ulaşımı, Tarihçesi ve Genel Özellikleri hakkında daha fazla bilgi almak için TIKLAYINIZ...

Planlanmış kent modeli ve yapılanma karakteri ile Roma kentleri arasındaki en muazzam yerleşimlerden biridir Perge. Sadece Pamfilya Bölgesi’nin değil aynı zamanda Anadolu’nun da en düzenli ve özenli kentlerinden biridir. Perge Antik Kenti’nde hangi yapılar var, neler göreceksiniz?

İşte Perge Gezilecek Yerler, Görülecek Yapılar...

1. Perge Tiyatrosu

Perge’yi gezmeye başlarken dilerseniz ilk tiyatrodan başlayın ya da en son tiyatroya girin. Çünkü tiyatro şehrin içerisinde değil. Yol üzerinde, surların dışında bulunan tiyatro hemen dikkatinizi çekecek. Buraya giriş ücreti 50 tl (2021 yılı itibariyle), üstelik müzekart geçerlidir. Fakat şöyle bir durum var hem antik kent gezisi hem de tiyatro için aynı bilet geçerli. Yani iki farklı ücret ödemiyorsunuz. Müzekart almak bu durumda en mantıklı olan elbet.

Perge Tiyatrosu Pamphylia Bölgesi’nin en sağlam tiyatrolarından biri. Kocabelen Tepesi’nin yamacına yaslanmış şekilde inşa edilen tiyatro yaklaşık 12.000 kişilik seyirci kapasitesine sahiptir. Cavea (seyirci oturma yeri), Orkestra (oyun alanı) ve Scene (sahne binası) oldukça sağlam durumdadır. Başlangıçta Yunan tipinde inşa edilen tiyatro Roma döneminde Roma tipi tiyatro şeklini almıştır.

Cavea bir diazoma ile ikiye ayrılmıştır. Alt kısımda 19, üst kısımda ise 23 oturma sırası yer almaktadır. Oturma sıraları oldukça iyi durumdadır. Orkestraya baktığınızda ise ilk dikkatinizi çeken nokta orkestranın yüksek korkuluklarla çevrilmiş olması. Orkestra yayını çevreleyen bu korkuluk bize bu tiyatroda gladyatör savaşlarının ve hayvan dövüşlerinin yapıldığını gösteriyor. Roma döneminde sergilenen gösterilerde vahşi hayvanların seyircilere zarar vermesini engelleyecek şekilde bir duvar örülmüştü.

52 metre uzunluğundaki sahne binası ise ilk başta 2 katlıdır ve sonradan 3. kat eklenmiştir. Dikkatli baktığınızda 5 kapı ile kulise giriş çıkış yapıldığını farkedebilirsiniz. Sahne binasında en dikkat çekici kısım ise kabartmalı frizler oluyor.

Heykeltraşlığın zirve yaptığı Perge’de bir çok sanatçının eseri olan bu frizler zengin işçilik ve hikaye barındırmaktadır. Şarap Tanrısı Dionysos’un hayatından sahnelerin olduğu frizlerde ayrıca tanrılarla devler arasındaki savaşlar betimlenmiştir. Bu zarif ve görkemli mermer işçiliği Perge’nin sanatsal ruhunu yansıtmaktadır.

2. Perge Stadyumu

Perge Antik Kenti’ne turnikelerden giriş yaptıktan sonra biraz yürüdüğünüzde solunuzda kalacak olan yapı stadyumdur. Hatta yürürken Vinçler göreceksiniz. Bu vinçler uzun yıllar Side ve Perge kazılarında kullanılan vinçlerdir. Vinçlerin hemen arka tarfına doğru baktığınızda ise stadyum karşınızda.

Antik dönemden bize miras kalan en iyi korunmuş stadyumlardan birisidir. Perge sur duvarlarının dışında kalan stadyum, tiyatroya çok yakın konumdadır. Düzgün kesilmiş kireçtaşı bloklardan inşa edilen stdayum düz bir zemin üzerindedir. Tonozlarla desteklenen yapı kuzey-güney ekseninde tasarlanmıştır.

Uzunluğu 234 metre, genişliği 34 metre olan stadyuma toplamda 5 kapıdan giriş yapılabilmekteydi. Uzun kenarlarda bulunan kemerler ise bize buraların dükkan olarak kullanıldığını göstermektedir. Günümüzdeki stadyumlarda da takımların kendi mağazalarının olduğunu düşünürsek, o dönemde buralarda dükkan bulunması anormal bir durum değil. 11 oturma sırasında sahip stadyumun seyirci kapasitesi ise yaklaşık 12.000 kişidir. M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı düşünülen stadyum Roma dönemi eseri olarak Perge’nin parlak günlerinden izler yansıtmaktadır.

3. Roma Kapısı

Perge’de yürüyüş güzergahında kalan yapıları sırasıyla ele alırken; stadyumdan çıktıktan sonra şehrin içine girdiğinizde surlardan kalan bir kule görüyorsunuz, ardından ilk karşınıza çıkacak olan yapı Roma Kapısı’dır.

Bu gösterişli kapıdan baktığınızda arkadaki Hellenistik kuleler de gözüküyor. Pek çok tali kapı yapılan Perge’de doğuda, batıda ve güneyde olmak üzere 3 ana kent kapısı yer almaktaydı. M.S. 2. yüzyıl sonu 3. yüzyıl başı yapıldığı düşünülen bu kapı Roma Kapısı olarak adlandırılmıştır. Yaklaşık olarak 24 metre uzunluğa, 10 metre yüksekliğe sahip kapının ortasında bir geçiş bulunmaktadır. Günümüz ziyaretlerinde de herkesin kullandığı kapı ve geçiş burasıdır.

Kapıdan geçip arkaya dönüp baktığınızda Roma Kapısı’nın bu yüzünün daha süslü ve gösterişli olduğunu göreceksiniz. M.S. 3. yüzyılda yapılan mermer eklemelerle anıtsallık özelliğine kavuşmuştur. Kapıdan geçince sağ tarafınızda Güney Bazilika sol tarafınızda ise Septimus Severus Çeşmesi kalıyor.

4. Septimus Severus Çeşmesi

Yürümeye devam ettiğinizde solunuzda Septimus Severus Çeşmesi kalıyor. Hızla büyüyen kent Perge’nin su ihtiyacını gidermek için bir çok nymphaeum (anıtsal çeşme) ve yapı inşa edilmişti. Kentin en özel anıtlarından biri olan bu çeşme Roma İmparatoru Septimus Severus adına yapılmıştı. Afrika kökenli ilk Roma imparatoru olan Septimus Severus’un heykelinin bulunduğu bu çeşme Perge’nin anıtsal çeşmelerinden biriydi. 2 katlı olarak tasarlanan çeşmede Avcı Artemis Heykeli’nin bulunduğu niş üzerindeki yazıtta çeşmenin “Artemis Pergaia’ya, İmparator Septimus Severus’a, onun oğulları Marcus Antoninus (Caracalla) ve Geta’ya, ayrıca İmparatoriçe Julia Domna’ya ve Perge kentine” ithaf edildiği yazmaktadır.

5. Anıtsal Kapı (Propylon)

Roma döneminde şehirlere dikilen anıtsal kapılar estetiği ve zerafeti ile dikkat çekmektedir. Buradaki Anıtsal Kapı da bir Roma eseri olup Güney Hamamı’nın doğuya bakan cephesini hareketlendirmek amacıyla tasarlanmıştır. Severuslar döneminde inşa edilen bu kapı 2 basamaklı mermer kaplı bir platform üzerine dikişmiştir. Yapının hem yazıtına hemde süslemelerine bakıldığında İmparator Septimus Severus dönemi eseri olduğu ortaya çıkmaktadır. Yivsiz granit sütunlar ve sütunların üzerindeki korint tarzda süslemeler dikkat çekmektedir. Kapının üst kısmı ayakta olmasa da Perge kentinin en gözde yapılarından biri olduğu aşikar.

 

6. Güney Hamamı

Perge gibi zengin bir kentin devasa hamamlarının olmama ihtimali yok. Kentin iki büyük hamamından biri Güney Hamamı’dır. Anıtsal Kapı (Propylon)’nın hemen arkasında kalmaktadır. Perge’nin ayakta kalan en sağlam yapılarından biri olmasıyla da özel olan bu hamamı iyice gezmek lazım. Roma dönemi eseri olan hamam farklı yapı evreleri geçirmiştir.

Kuzeydoğu-güneybatı ekseninde tasarlanan Güney Hamamı 4 bölümden oluşmaktadır: Apodyterium (soyunma bölümü), Frigidarium (soğukluk), Tepidarium (ılıklık) ve Caldarium (sıcaklık). Duvarlarında raflar olan bölüm apodyteriumdur.  Hamama temizlenmeye gelen kişiler ilk olarak burada soyunma bölümünü kullanmaktaydı. Ahşaptan ya da taştan oturma sıraları olan soyunma bölümünde hazırlık yapıldıktan sonra ise yan tarafa yani Natatio’ya geçilmektedir.

Natatio; Antik Roma hamamlarında üzeri açık ya da kapalı olan soğuk su havuzlarına denir. Bu ısıtılmayan yüzme havuzları palaestrada spor yapan kişilerce idman sonrası kullanılmaktaydı.

Palaestra kısmı ise hamamın ön tarafında sütunlarla çevrili olan alandır. Bu soğuk su havuzunun (natatio) hemen yanında ise Frigidarium bulunmaktadır. Soğukluk bölümünün (frigidarium) mimarisine baktığınızda apsidal planlı olduğunu görüyorsunuz. Dev yapıdan ayakta kalanlar büyüleyici. Havuz ise son derece zarif.

Ardından Tepidarium (ılıklık) ve Caldarium (sıcaklık) bölümleri geliyor sırayla. Hypocaust (Hipokaust) Sistemi dediğimiz hamamlarda kullanılan ısıtma yöntemini de çok net görebileceksiniz burada.

Bu alttan ısıtma sistemi Romalılar tarafından yoğun olarak kullanılan merkezi ısıtma sistemidir. Burada üretilen sıcak hava kanallar aracılığıyla duvarlara veriliyor böylece tüm yapı ısınıyordu.

Zaman zaman yenilemelerin yapıldığı hamamda mozaiklerle süslemeler de yapılmıştır. Ayrıca bir çok tanrı ve tanrıça heykelleri ile süslenen hamamda Üç Güzeller heykeli de bulunmaktaydı. Bugün ele geçen eserler ve heykeller Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir. Perge’yi tam olarak anlamak için Antalya Müzesi’ni mutlaka gezmek gerek.

7. Hellenistik Kent Kapısı ve Kuleleri

Bugün Perge ile özdeşleşmiş ve kentin simgesi olmuş 2 kuledir. Perge’nin en eski ve etkileyici yapılarından olan Hellenistik Dönem Kent Kapısı Septimus Severus Meydanı’nın kuzeyinde bulunmaktadır.

Simetrik olarak tasarlanan bu iki oval kule M.Ö. 3. yüzyıla tarihlenmektedir. Bugün büyük kısımları ayakta olmasa da bir zamanlar kentin en gösterişli kapısı konumundaydı bu kuleler. 3 katlı olarak tasarlanan kuleler Hellenistik dönem boyunca şehrin savunmasında önemli rol oynamışlardır.

Roma döneminde ise eklentiler yapılarak iki kule arasına gösterişli bir kapı inşa edilmiştir. Burada dikkatli baktığınızda duvarlarda yer alan nişler dikkatinizi çekecektir. Toplamda 28 adet niş vardır ve zamanında bu nişlerin içerisinde heykeller yer almaktaydı. Siyasi propagandaların sıkça yapıldığı yerdi burası ayrıca.

Günümüzde yenileme çalışmaları devam eden Hellenistik Kent Kapısı ve Kuleleri, başkent Perge’nin asil kimliğinin en bariz örneklerindendir.

8. Hadrianus Takı

Hellenistik Kent Kapısı’ndan içeri girer girmez sizi karşılayan yapıdır. Hadrianus Takı Hellenistik döne kulelerinin kuzey tarafında, kentin ana arteri konumundaki Sütunlu Cadde’nin ise başlangıç noktasında yer alır. Roma’nın en öne çıkan imparatorlarından Hadrian (Hadrianus) döneminde inşa edilen tak, Plancia Magna tarafından yaptırılmıştır.

Plancia MagnaArtemis Rahibesi, kentin kızı, yaşam boyu tanrıların anasının rahibesi, dindar ve yurtsever” ünvanlarını almış olan Pergeli tanınmış bir kadındı. Varlıklı ve etkin bir kadın olan Plancia Magna cömertliğinden dolayı “Perge’nin ikinci kurucusu” dahi kabul edilmiştir. Plancia Magna’nın heykelini ve yazıtı Antalya Müzesi’nde görebilirsiniz.

Podyum üzerinde yükselen, üç kemerli ve iki katlı olan yapıdan bugün ayakta kalanlar malesef çok azdır. Takın ikinci kemerinde bulunan yazıtta Plancia Magna’nın bu takı, vatana ithaf ettiği anlaşılmıştır.

Tak üzerinde bulunan yazıtlardan zamanında tak üzerinde muhteşem heykeller yer aldığı bilinmektedir. Bu tak Perge’nin şüphesiz en kıymetli yapılarından biridir.

9. Agora - Macellum

Hadrianus Takı’nı geçince sizi Sütunlu Cadde bekliyor. Lakin hemen sağ tarafa doğru yön değiştirirseniz kentin agorası karşınıza çıkacaktır. İlk olarak agorayı gezmek daha mantıklı olacaktır. Kare planlı ve sütunlarla çevrili agora Perge’nin ticaret merkezi diyeceğimiz noktası. Sadece ticari değil dini ve politik faaliyetlerin gerçekleştiği bu agorada onlarca dükkan yer almaktaydı.

Agoranın ortasında geniş bir avlu, avlunun ortasında ise yuvarlakça bir yapı bulunmaktadır. Bu yapının tam olarak işlevi belli olmasa da tapınak olabileceği görüşü ortaya atılmıştır. Avlunun etrafı ise genişçe bir stoa ve dükkanlarla çevrelenmektedir.

Tabanları mozaiklerle kaplı galerilerin arkasında yer alan dükkanlar Anadolu’daki bir çok agoradaki dükkanlardan farklılık gösterir. Şöyle ki; Perge Agorası’nın dükkanlarının kapıları hem içe hem de dışa açılacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca bazı dükkanların önündeki kabartmalar o dükkanda ne satıldığına dair ipuçları vermektedir.

Önceleri agora olarak isimlenen bu ticari merkez sonraları Macellum adıyla anılmaya başlanmıştır. Macellumlar özellikle Roma döneminde içerisinde et ve balık satılan, kapalı pazar yerlerine verilen isimdir. Bu macellumda sadece et ve balık değil, parfüm vb lüks ürünler de satılmaktaydı.

10. Güney Bazilika

Agoranın yakınında ve aslında Roma Kapısı’ndan kente girdiğinizde sağınızda kalacak olan yapıdır. Hristiyanlığın Anadolu’da yayılmaya başladığı dönemde Perge önemli bir rol oynamıştır. Bu yeni dini yaymak için Aziz Paulus (Pavlus) Perge’yi 2 kez ziyaret etmiştir. Kestros Çayı’nı aşarak kente gelen Aziz Paulus sayesinde bugün İncil’de adı geçen Perge, Aziz Paul Yolu’nun başlangıcı kabul edilen kenttir aynı zamanda.

Güney Bazilika M.S. 6. yüzyıla tarihlenmektedir. Bazilikanın apsisi hala ayaktadır ve bazı duvarları da sağlamdır. Haç planlı bazilika ün neften oluşmaktadır.

11. Sütunlu Ana Cadde

Caddeleriyle ünlü kentin ana caddesidir burası. Yaz sıcağında sakın girmeyin. Zira caddeler uzun ve zaman alıyor gezmek. Perge’de yer alan iki sütunlu caddeden kuzey-güney ekseninde uzanan ana caddedir burası. Hadrianus Takı’ndan başlar, akropolün yamacında bulunan Kestros Çeşmesi’nde sona erer. Son yıllarda yenilemelerle birlikte sütunların daha çok ayağa kaldırıldığı cadde gösterişli haliyle gelenleri mest eder.

Caddenin uzunluğu yaklaşık 480 metredir. 22 metre genişliğe sahip olan cadde araba ve yaya trafiğine elverişlidir. Caddenin tam ortasından ise su kanalı geçmektedir. Caddenin sonunda yürüdüğünüzde göreceğiniz Kestros Çeşmesi’nden akan su buradan havuzla bağlanmış olan kanalın içine akmaktaydı. Bu kanal vasıtasıyla da caddenin ortasından geçerek şehrin güneyine doğru devam etmekteydi.

Caddenin tam ortasından geçen bu kanalın üzerine ise küçük dar köprüler inşa edilmişti. İnsanların caddenin diğer tarafına geçişini sağlamak amacıyla yapılan bu köprülerin kalıntılarını caddede yürürken çok rahat farkedeceksiniz. Üstelik her bir köprü planlı bir şekilde caddeyi dik kesen ara sokaklara karşılık gelecek şekilde yapılmıştı. Ayrıca bu su kanalının altından geçen bir atık su kanalı da bulunmaktadır.

Sütunlu Ana Cadde’de tekerlek izleri bugün bile farkedilmektedir. Caddenin hem batısında hem de doğusunda portikolar bulunmaktadır. Portikoların gerisinde ise dükkanlar sıralanmaktadır. Sütunların her birinin kaideleri ise tamamen aynı. Bazılarında yazıtlar var. Perge kentinin hareketli günlerinden izler sunuyor bu cadde. İhtişamlı kentin bir nevi sözcüsü sanki.

12. Demetrius Apollonios Takı

Sütunlu Ana Cadde’nin sonuna doğru bir kavşağa geliyorsunuz. Bu kavşakta doğu tarafta Doğu Sütunlu Cadde, batı tarafta ise Batı Sütunlu Cadde’yi görüyorsunuz. İşte tam bu kesişme noktasında Demetrius Apollonius Takı yer almaktadır.

Bu tak M.S. 81-84 yıllarına tarihlenmektedir. 1972-73 yıllarında kazı başkanı Arif Müfid Mansel tarafından kazıları tamamlanmış, kentin ikinci kazı başkanı Jale İnan tarafından da Demetrius Apollonius Takı olarak adlandırılmıştır. 11 metre yüksekliğe sahip tak tek kemerlidir. Malesef günümüzde sadece kare biçiminde ayaklarını görebiliyorsunuz.

12. Kestros Çeşmesi

Sütunlu Ana Cadde’nin kuzeyinde akropolün eteğine yaslanmış konumdadır. İki katlı olan çeşme kentin en gösterişli Nymphaeum’larından biridir. Günümüze kısmen ilk katı ulaşan çeşmenin en gösterişli kısmı ise çeşmeye de adını veren Nehir Tanrısı Kestros’un heykelinin olduğu yerdir. Bu çeşmede sadece Kestros’un değil başka tanrı ve tanrıçaların da heykelleri yer almaktaydı. Zeus, Apollon ve Artemis’in dışında İmparator Hadrian’ın da iki heykeli çeşmeyi süslemekteydi.

13. Sütunlu Batı Cadde

Doğu-batı ekseninde uzanan bu cadde, Sütunlu Ana Cadde’den sonra kentin ikinci önemli caddesidir. Perge’nin Batı Kapısı’na kadar devam eden bu cadde 460 metre uzunluğa, 8 metre genişliğe sahiptir. Cadde üzerinde ise gösterişli yapılar yer almaktadır. Sağlam şekilde günümüze gelen caddenin ortasında yine su kanalı bulunmaktadır. Bu kanalın uzunluğu ise 160 metre civarındadır. Yine kanal üzerinden geçişi sağlayacak olan merdivenlere burada da rastlıyorsunuz.

Caddeyi yürümeye devam ettiğinizde ise enfes bir mozaik karşınıza çıkıyor. Bu mozaik iyi korunmuş durumda olan bir dükkanın tabanında yer almakta. Perge’de kazısı yapılan en büyük dükkandır bu. Tabanda yer alan mozaikte ise meşhur Troya Savaşı’ndan bir sahne yer almaktadır. Troya Savaşları’nda sıkça adı geçen Miken Kralı Agamemnon’un kızı İphigenia’yı kurban verme sahnesidir bu.

Hikayeye göre; Agamemnon Troya (Truva)’ya yoluna çıkacaktır. Lakin hiç rüzgar esmez. Agamemnon rüzgar estirmesi için tanrıça Artemis’e bir kurban vermek ister. Bu kurban kızı İphigenia’dır. Kız tam kurban edilecekken Artemis dişi bir geyik gönderir ve kızın kurban edilmesini engeller. Ancak Perge’deki bu dükkanın tabanındaki mozaikte İphigenia’yı kaçıran Artemis değil Nephele’dir.

Dikkatli baktığınızda mozaikli sahnede 4 savaşçı figürü vardır. Sahnenin sol tarafındaki 3 erkekten biri Agamemnon diğeri Odysseus’tur. Yine solda elinde mızrak tutan figür Akhilleus’tur. Aias da sahnede yer almıştır. Burada savaşçıların üzerinde Nephele vardır ve elleriyle İphigenia’yı kucaklayarak göğe yükseltmektedir. En solda yukarda ise zar zor okunan “yaptılar/yaptırdılar” ibaresi yer almaktadır. Nephele “Altın Post” efsanesinde adı geçen Priksos ile Helle’nin anneleridir.

Bu ihtişamlı kent Perge’de baktığınız zaman en özel yerlerden biridir bu dükkan ve tabanında yer alan bu mitolojik sahneli mozaik.

14. Palaestra – Gymnasium

Batı Sütunlu Cadde üzerindeki en gösterişli yapılardan birisidir. Akropolün güney eteklerine yaslanmış olan bu yapı kısaca spor yapılan alandır. Kare planlı ve iki katlı olan yapı Anadolu’daki en heybetli ve önemli palaestralardan biridir. Gymnasiumların bir bölümü olan palaestralar güreş okulu anlamına gelmektedir. Lakin sadece güreş değil farklı bedensel aktiviteler de yapılmaktaydı. Romalılar’ın bedensel aktiviteler için ayırdığı palaestralar genellikle açık avlulu bir alandı.

İdman yeri anlamına gelen gymnasium Perge’nin en aktif yapılarından biriydi. Biri güneyde diğeri ise batıda bulunan 2 girişi olan palaestranın ön cephesi ayağa kaldırılmıştır. Yapının doğusunda ise kentin su ihtiyacını karşılamak adına bir su kemeri inşa edilmiştir.

Caddeyi yürümeye devam ederseniz Caracalla Çeşmesi, Kuzey Hamamı, Batı Kapısı karşınıza çıkıyor. Batı Nekropolü ise malesef girilemez durumda.

Doğu Sütunlu Cadde’de yürürseniz de caddenin sonu Doğu Kapısı ile son buluyor.

Perge’ye Dair Son Bir Kaç Söz;

 Türkiye’nin en güzel antik kentlerinden biri Perge’yi mutlaka gezin ve görün.

 Perge’yi tam anlamıyla hissetmek için Antalya Müzesi’ne mutlaka uğrayın ve Perge’den getirilen eserleri görün.

 Buraya 2 saat yetmez, vaktiniz varsa ve uzun uzun gezmeyi planlıyorsanız yaklaşık 4 saat ayırmalısınız.

 Perge’yi gezecek en ideal mevsim ilkbahar ve sonbahar. Şayet yaz mevsimi ziyaret edecekseniz kesinlikle ama kesinlikle öğle saati girmeyin. İnanılmaz sıcak oluyor. Sabah saatleri en ideal olan zaman dilimi.

 Yanınızda mutlaka suyunuz olsun. Antik kenti gezerken su ihtiyacınız çok olacak.

 Dileriz en kısa zamanda yenilemeler biter ve UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan Perge artık UNESCO’nun asil listesine dahil edilir.

İyi keşifler diliyorum.

Seyahatleriniz RehberName tadında olsun...

 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.