Hades'in Persephone'yi Kaçırması

Hadesin Persephone'yi Kaçırması

Ölüler diyarının tanrısı Hades'in bereket tanrıçası Demeter'in kızını kaçırması ve ardından Persephone'nin cehennemin kraliçesi oluşunun konu edildiği mitte neler yaşandı?

Önceki yazılarımızda mitolojide bahsi geçen bazı olayların günümüzdeki birçok konunun isimlendirilmesine vesile olduğundan bahsetmiştik. Peki mevsimlerin oluşmasına, ortaya çıkmasına sebep olan mitolojik bir hikaye var desek ne düşünürsünüz? Ölüler Diyarının tanrısı Hades’in Bereket Tanrıçası olan Demeter’in kızı Kore’yi (Persephone) kaçırması da işte buna sebep olan mitolojik hikayedir.

Orada yükselir yankılı konağı
Güçlü Hadesle korkunç Persephone’nin.
Azgın bir köpek bekler kapısını,
Amansız, sinsilikler ustası bir köpek
Girenlere yaltaklanır kuyruğu kulaklarıyla
Ama gireni bırakmaz bir daha dışarı,
Pusuda bekleyip paramparça eder
Çıkmak için kapıya gelenleri.
Hesiodos,Theogonia, 767-774
Tanrıların isyanı ve ardından çıkan savaşı titanlara karşı kazanmalarının ardından Zeus göklerin hakimi ve baş tanrı olurken, Poseidon denizlerin hakimi olur. Hades’in payına ise yeraltı dünyası düşecektir. Ölüler Diyarının kralı olan Hades, herkesin korktuğu, kimsenin yanına uğramadığı bir tanrı olarak hüküm sürmeye başlar. Yeraltı dünyasında üç başlı köpeği kerberos ile Kharoon‘un kayıyla taşıdığı ölülerin ülkesinin kralıdır Hades.
 
Rheia, Kronos’un yatağına girince
Şanlı evlatlar doğurdu ona:
Hestia, Demeter, altın sandallı Hera
Ve güçlü Hades, yerin altında oturan,
Yüreği acıma nedir bilmeyen tanrı
Hesiodos,Theogonia, 452-456

Kraldır ama bu karanlık ülkeye kim gidip yaşamak ister ki… Bundan dolayı da Hades, ömrünü yalnız başına sürdürmektedir. Bu yalnızlığına bir çare bulmak ister. Kendisine eş, yeraltı dünyasına da kraliçe aramaya başlar. İşte aradığı kişi de Zeus ile Bereket Tanrıçası Demeter’in kızı güzeller güzeli Kore’dir.

Demeter: Persephone 
Demeter’in de yatağına girdi Zeus,
Canlıları doyuran tarlalar tanrıçasının.
Ak kollu Persephone’yi doğurdu Demeter,
Yeraltı tanrısı Aidoneus
Kaçırdı onu anasının koynundan
Ve bilge Zeus bıraktı kızını ona.
Hesiodos,Theogonia, 911-917

Kore, zamanını çayırlarda göllerde Okeanos’un kızlarıyla oynayarak, şarkılar söyleyerek ve dans ederek geçirmektedir. Kendisi için yapılmış olan planlardan habersiz olan Kore, kırlarda dolaşıp çiçek toplarken birdenbire eşsiz güzellikte, mis gibi kokular saçan, parıldayan bir çiçek görür. Nergis çiçeğidir bu. Kore, bu güzel çiçeğe ne yapacağını bilemezken koparmaya karar verir ama bu nergis çiçeği Hades’in bir tuzağıdır. Kore, çiçeği koparır koparmaz yer yarılır ve Hades, dört atının çektiği şarı ile Kore’yi yakaladığı gibi arabasına atar ve kaçırır. Kore, çığlık atar ama nafile bir kişi dışında kimseler duyamaz onun feryatlarını. Demeter, kızının feryatlarını duyar duymaz Olimpos’tan aşağıya iner ama bir türlü kızının izini bulamaz. Çünkü Hades, Kore ile beraber artık yeraltı dünyasına inmiştir.

Uzak değildir Henna’nın duvarlarından derin suyuyla bir göl,
Pergus adında. Ondan daha çok duymaz Caystros,
Kuğuların şarkılarını akıp giden sularında.
Orman, taçlandırır suları her yanı çevreleyip ve
Yapraklarıyla bir örtü gibi, Güneş ışınlarını uzak tutar,
Dallar serinlik verir, nemli toprak mor çiçekler,
Her daim bahardır. Proserpina (Persephone) bu koruda
Oynarken ya menekşeleri ya da beyaz zambakları toplarken,
Genç kız gayretiyle söğütten sepetlerini ve sinisini
Doldururken ve akranlarını çiçek toplamakta geçmek için yarışırken,
Hemen hemen aynı anda Dis (Hades) tarafından görüldü,
Sevildi ve kapıp kaçırıldı,
Her noktada öyle hızlıdır aşk. Çok korkan tanrıça, keder dolu sesiyle
Çağırdı hem anasını hem yoldaşlarını ama sıklıkla anasını
Ve üst kısmından yırttığı için elbisesini,
Topladığı çiçekler yırtılan elbisesinden yere düştü;
O kadar basit bir şey olsa da çocukluk yıllarında,
Bu kayıp da acısına acı kattı genç kızın.
Haydut sürdü arabasını ve her birini adıyla çağırıp,
Kışkırttı atlarını, boyunlarından ve yelelerinden
Koyu renkle boyanmış dizginleri salladığı.
Publius Ovidius Naso, Dönüşümler, V 385-404

Ölüler dünyasının da kendine göre kuralları vardır. Birisi orada bir şey yedikten sonra bir daha yeryüzüne dönemez. Hades de Kore’nin geri dönüşünü imkansız kılmak için ona nar yedirir. Artık Kore, Persephone olarak adlandırılmaya başlanır ve Ölüler Diyarının kraliçesi olur.

Demeter ise dört bir yanı dolaşır; herkese sorar Persephone’nin akıbetini ama bilseler bile hiç kimse söyleyemez Hades’in kaçırdığını. Hades, herkese korku salan bir tanrı olduğu için çekinirler ondan. Son çare olarak her şeyi gören güneşe yani Helios’a giderler. Helios, beklenildiği gibi her şeyi görmüştür. Persephone’yi Hades’in kaçırdığını söyler. Demeter, Zeus’a yalvarır kızını geri almak için ama Zeus’un da bu durumu onayladığını ve bir daha kızını göremeyeceğini anlayınca kahrolur. Tanrıların dağı Olimpos’u terk eder. Yeryüzünde üzgün ve çaresiz bir şekilde dolaşmaya başlar.

Jupiter’in (Zeus) önünde durdu, saçı başı darmadağı ve nefret dolu:
“Evladımız için sana yalvarmaya geldim
Ey Jupiter.” Dedi, anasına karşı hiç saygın yoksa,
Bari kızı babasını etkilesin ve yalvarırım, kaygın
Benimkinden daha az olmasın, onu ben doğurduğum için.
Publius Ovidius Naso, Dönüşümler, V 513-517
Çünkü koca olarak bir çapulcuya
Layık değildir senin kızın, eğer artık benim kızım değilse.
Jupiter karşılık verdi: Ortak güvencemiz ve sorumluluğumuz,
Senin ve benim kızımdır ama sadece bu olaya uygun
Sözler söylemek yakışırsa, bu yapılan şey haksızlık değil,
Gerçek bir aşktır. O damat bizim için utanç kaynağı olmaz,
Sadece ey tanrıça, istesen!
Eksik kalsın öteki şeyler, o kadar büyük
Bir şey ki Jupiter’in biraderi olmak!
Publius Ovidius Naso, Dönüşümler, V 522-528

Demeter, bereketin, tarımın ve üretimin tanrıçasıdır. O böyle kederli, kızgın ve çaresiz olunca toprağın bütün bereketi giderdi ve öyle de oldu. Toprak ekin vermemeye, kaynaklar kurumaya başlar. Yeryüzünü kuraklık sarıp sarmalamaya başlar.

Durum gittikçe sıkıntılı bir hal almaya başlayınca Zeus daha fazla dayanamaz ve bir çare düşünür. Demeter’e haberler gönderse de o oralı olmaz. Kızı Persephone’yi görmeden artık hiçbir şey düzelmeyecektir. Bunun üzerine Zeus başka çare olmadığını anlar ve Hades’e bir haber gönderir. Hades’e durum anlatılınca Persephone’nin geri gelmesi şartıyla dönmesini kabul eder. Zaten başka çaresi de yoktur yeraltı dünyasında Hades’in verdiği narlardan yediğinden mecburen geri dönmek zorundadır.

Persephone, uzun bir aradan sonra yeryüzüne dönünce Demeter bütün kederini çaresizliğini unutur. Bütün bunlar yerini sevince bırakır. Demeter’in hüznü yerini mutluluğa bırakınca; dört bir yan yeşillenmeye, kaynaklardan sular akmaya ve ağaçlar meyve vermeye başlar. Kuraklık yerini bolluğa berekete bırakır.

Ama biraderinin ve kederli bacısının arasında
Kalan Jupiter, dönüp duran yılı iki eşit kısma ayırdı:
Şimdi iki krallığın ortak tanrısal gücü olan tanrıça Proserpina,
Geçirir aynı sayıda ayı anasıyla birlikte; aynı sayıda ayı kocasıyla birlikte;
Hemen değişir görünüşü hem yüreğinin hem yüzünün,
Çünkü Dis’e de kederli görünen tanrıçanın
Yüzü, şimdi neşelidir, tıpkı Güneş gibi, yağmur bulutlarının
Arkasına gizlenen ve bulutlar dağıldıktan sonra başını çıkaran.
Publius Ovidius Naso, Dönüşümler, V 564-571

Böyle bir durumun ortaya çıkmasından dolayı da Persephone’nin yılın üçte ikisini Demeter’in yanında, kalan üçte birini ise kocası Hades’in yanında geçirmesine karar verilir. Kimi kaynaklara göre de bu iki eşit süreye bölünmüştür. Persephone yeryüzündeyken annesi Demeter neşeli, mutlu olduğundan topraktan bereket fışkırırken, yeraltı dünyasına inince Demeter’in kederinden toprakta bereketsizleşir.

Yani Persephone’nin yokluğu kış, varlığı ise yaz aylarını temsil etmektedir. Zaten yaz ayları da Demeter’in mutluluğunu yansıtırcasına bereketli iken; kış ayları da tanrıçanın hüznünün bir yansıması olarak biraz daha bereketsiz değil midir?

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.