Kont Drakula Nam-ı Diğer Kazıklı Voyvoda Kimdir?

Osmanlı’nın Kazıklı Voyvoda; Macarların ejder anlamına gelen Drakul; kendi halkının ise cellat anlamına gelen Tepeş olarak adlandırdığı III. Vlad kimdir?

Adı filmlere konu olmuş, hikayesi, efsanesi kulaktan kulağa,nesilden nesile aktarılmış olan -tabi biraz abartılarak- önemli ve kanlı bir tarihi karakter III. Vlad. Yoksa günümüzde beyaz perdede canlandırdığı vampir olan Dracula mı demeliyiz?

Esir aldığı askerleri ya da ceza vermek istediklerini kazığa oturttuğu için Osmanlı’nın Kazıklı Voyvoda; Macarların şeytan, "ejder" anlamına gelen Drakul (Aslında Drakul babasının katılmış olduğu bir Ejder tarikatının ismi ve imzasının bu şekilde attığı için bu isim verilmiş.); kendi halkının ise "cellat" anlamına gelen Tepeş olarak adlandırdığı III. Vlad, kendisine verilen isimlerden de anlaşılacağı üzere kanlı işkence ve katliamlarıyla nam salan bir Eflak Prensi.

Peki kimdir bu III. Vlad ?

II. Murat döneminde 1442’de esir edilen II. Vlad bir süre sonra iki oğlunu, III. Vlad ve Radu’yu sarayda esir bırakması koşluyla serbest bırakılır. Osmanlı’ya olan bağlılığını kesinleştirmiş olur ve Osmanlı’nın vasalı olan Eflak Prensliğine gider. Yaklaşık 6 sene Osmanlı’da esir tutulan III. Vlad birçok şehzade ile beraber yaşar ve büyür. Fatih Sultan Mehmet de bunlardan birisidir.

II. Kosova Savaşı ardından Eflak Voyvodası olmak için başlattığı mücadele ancak 1456 yılında sonuçlanır, istediğini elde ederek Eflak Voyvodası olur ve Osmanlı’nın vasalı olarak vergi ödemeyi kabul eder.

Fakat bu çok uzun sürmez ve Osmanlı’ya verdiği vergiyi aksatıp Tuna Nehri’ni geçer ve Bulgaristan’ı yağmalar. Osmanlı bölgeye kuvvetler göndererek durumu kontrol altına almak istese de bölge şartlarının da etkisiyle savaşları kaybetmekle kalmaz 20.000 civarı esir tutulan asker kazığa oturtulur ve birliğin başında bulunan en rütbeli kişi olan Hamza Bey’in de kafası kesilerek Macaristan’a gönderirlir. Bu kanlı olaylar ardından kendisi "Kazıklı Voyvoda" olarak adlandırılmaya başlanır.

1462 yılında Fatih Sultan Mehmet’in başında bulunduğu ordu Eflak’a doğru giderken kilometrelerce uzunlukta yol boyunca binlerce insanın kazığa geçirildiğini görür. Hatta bu durumdan sonra askerlerinin çok korktuğu, akli dengesini kaybedenlerin olduğu söylenir.

Fakat ne olursa olsun Fatih Sultan Mehmet Targoviste Kalesi’ni alır. Kazıklı Voyvoda kaçarken ne kadar cüzzamlı hastalıklı varsa hepsini salar ve Osmanlı askerlerinin arasına karışırlar; yani gider ayak bir biyolojik saldırı yapmaktan da geri kalmamış. Osmanlı kardeşi Radu’yu Voyvoda olarak bölgede görevlendirir.

Macaristan Krallığ'ına sığınıp tahtı geri almak için fırsat kollamaya başlayan Vlad Tepeş 1476 yılında kuzeniyle Eflak’a gelir fakat daha sonra savaşı kaybedip öldürülür. Kafası kesildikten sonra öldürüldüğünün ispatı olarak Fatih Sultan Mehmet’e gönderilir.

Sadece bulunduğu coğrafyaya değil, bütün Avrupa’ya korku salan bir prens olarak tanındı. Ama her ne kadar korku salsa da kendi halkı onu her zaman bir kahraman olarak gördü.

Kazıklı Voyvoda’nın bu denli meşhur olmasının sebeplerinin en başında yaptığı işkenceler ve kanlı katliamlar geliyor.

- Özellikle Osmanlı ile yaptığı savaşlar sırasında ve Kuzey Bulgaristan’a yaptığı yağma amaçlı saldırılarda esir aldığı 25.000‘e yakın kadın, erkek ve çocuğu kazığa geçirdi.

-Türk esirlerinin derisini yüzdürüp etlerine tuz bastırdıktan sonra keçilere yalattırdı.

- Kendisine gelen Türk elçileri sarıklarını çıkarmadığında kafalarına çivi çaktırdı.

- Esir aldığı kadınların göğüslerini kestirip kesilen yerlere kafası kesilen çocuklarının başlarını diktirdi.

- Hırsızlık kesinlikle affetmeyeceği bir suçtu. Ülkesindeki dilencileri toplattırıp karınlarını tıka basa doyurduktan sonra hepsini canlı canlı yaktı.

- Öldürttüğü birçok insanın kafatasından kanlarını içtiği söylenir. Şair Beheim bu davranış için şunu söyler: "Prens insan kanının ona cesaret verdiğine inanıyor ve ekmeğini kurbanlarının kanına banarak yiyordu."

- İnsanları diri diri doğratıp çömleklerde pişirilmesi sırasında yemek masası kurdurup bir taraftan ziyafet verirken, bir taraftan da insanların can çekişmelerini izleyip çığlılarını dinlemekten zevk aldığı anlatılır.

Tabii bu yaptıkları kendisinin şöhretinin yüzyıllardır unutulmamasını sağladığı bir gerçek ve günümüzde de Drakula romanının esin kaynağı olan tarihi kişilik. İrlandalı yazar Bran Stoker anlatılanlardan etkilenip 1897’de vampir filmlerinin esin kaynağı olan Drakula kitabını yazar ve zaman içerisinde de bunu Drakula filmi takip eder..

Günümüzde Drakula’nın ya da Kazıklı Voyvoda’nın evi olarak bilinen yer ise Bran Şatosu. Birkaç kez orada bulunmuş olmasına rağmen Vampirler Diyarı Transilvanya’da bulunan Drakula’nın evini kim görmek istemez ki?

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.