Aizanoi Antik Kenti Rehberi

Aizanoi Antik Kenti Rehberi

Kütahya’nın en önemli gezi rotası Aizanoi hakkında bilinmeyenler neler? Dünya’da birçok ilke imza atan Aizanoi Antik Kenti hakkında merak ettiğiniz her şey...

Kütahya denince akıllara ilk çini ve porselen geliyor değil mi? Halbuki gözlerden kaçan en büyük ayrıntı şehrin yaklaşık 55 kilometre güneybatısında saklı. Çavdarhisar sınırlarındaki Aizanoi Antik Kenti büyük bir tarihi ve gizemi barındırıyor.

Yolunuz Kütahya’ya düşerse kesinlikle ilk olarak görmeniz gereken yer Aizanoi. Geçmişin derinliklerine keşfe çıkacağınız, tarihin izinde Anadolu kültürüne bir kez daha aşık olacağınız kent burası. Peki Aizanoi nerede yer alır? Kentin önemi nedir? Gün ışığına çıkan en etkileyici yapıları nelerdir? İlklerin kenti Aizanoi hakkında merak ettiğiniz her şey Aizanoi Antik Kenti Rehberi’nde sizlerle...

Aizanoi Antik Kenti Nerededir?

Ülkemizin Ege Bölgesi’nde yer alan güzide şehri Kütahya sınırlarındadır Aizanoi. Kütahya’nın yaklaşık 55 kilometre güneybatısında yer alan Çavdarhisar ilçesindedir. Eskişehir’e 140 km, Bursa’ya 200 km, Afyonkarahisar’a 130 km, Uşak’a ise 90 km, Balıkesir’e 230, Manisa’ya ise 255 km mesafededir. Ulaşım açısından zorluğu olmayan antik kenti Çavdarhisar ilçesine vararak gezebilirsiniz.

Çavdarhisar Hakkında Genel Bilgi

Kütahya’nın 12 ilçesinden biridir Çavdarhisar. Siz bakmayın şimdilerde nüfusunun 6500 civarı olduğuna. Roma döneminde 100 bine yakın insana kucak açmıştı Çavdarhisar. Düşünün ki 2020’li yıllarda Kütahya il merkezinin yarısı kadar bir nüfus yaşamaktaydı yüzlerce asır evvel bu topraklarda. Ve o insanlar çok kıymetli yapılar inşa etmişlerdi Aizanoi’de. Öyleyse şu söz tam da yerinde olmaz mı? “Taşı toprağı altın Çavdarhisar”.

Hakikaten bugün bu küçük ilçenin toprağından tarih zenginliği fışkırıyor. İlçenin içerisinde yer alan Aizanoi kentinin varlığı ilçeye ayrı bir ruh katmakla beraber, harap bitap durumdaki kalıntılar da içinizi sızlatmıyor değil. Nereye başınızı çevirseniz Aizanoi’den izler var. Döneminin ihtişamlı kenti şimdilerde bas bas bağırıyor adeta “Beni Unutmayın” dercesine...

Çavdarhisar, rakımı 1100 olan geniş bir ova üzerine kurulmuş yerleşim. İlçe olmadan evvel Emet’e bağlı bir kasaba konumundaydı. İlçenin toplam nüfusu 6500 civarı olsa da, ilçe merkezinde yaklaşık 2500 kişi yaşamaktadır. Bedir Çayı ilçenin en önemli akarsuyudur. Çavdarhisar Barajı sayesinde bu geniş ovada verimli tarım yapılmaktadır. Halkın en büyük geçim kaynağı zaten tarım. Hemen ardından ise hayvancılık gelmektedir. Sebze ve meyve yetiştiriciliği yapan ilçe halkı henüz turizmden ekmek yiyememektedir. İleriki yıllarda Aizanoi Antik Kenti’nin daha çok tanıtımının yapılması ve turist çekmesi ile birlikte halkın geçim kaynaklarından biri de turizm olabilir elbet.

Çavdarhisar tarihi Aizano ile özdeşleşmiştir diyebiliriz. Aizanoi’nin en parlak devri Roma dönemidir. Ardından Bizans döneminde piskoposluk merkezi olmuştur. Anadolu Selçukluları döneminde ise Çavdar Tatarları tarafından iskan edilmiştir. Çavdar ismi de buradan gelmiştir. Çavdar Tatarları hakkında bilinen ise Ankara-Eskişehir civarındaki bozkırlarda yaşayan göçebe Moğol boyu olduğudur. İlk başlarda Osmanlı ile çatışsalarda zamanla Osmanlı egemenliğine girdikleri fakat Ankara Savaşı’nda Timur’un yanında yer aldıkları bilinir.

Çavdarhisar’ın yakın tarihinde yaşadığı felaketlerden biri 1970 Gediz Depremi olmuştur. 7.6 şiddetindeki bu depremde Çavdarhisar ilçesi ciddi yaralar almış ve bazı yapılar yıkılmıştır. Üstelik yıkılan bir cami ile de Aizanoi’nin en önemli yapılarından Borsa Binası ortaya çıkmıştır. Yolunuz Kütahya’nın bu geçmişi zengin ilçesine düşerse mutlaka ama mutlaka Aizanoi’de bir mola verin. Antik kentin izini sürerken, ilk’lere imza atan yerleşimin ayakta kalan yapıları tüm ihtişamı ise sizi selamlıyor olacak.

Aizanoi Giriş Ücreti Nedir?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan ören yerinin giriş ücreti 2020 yılı itibariyle 10 TL’dir. Ayrıca müzekart geçerli olup, dilerseniz buradaki gişeden müzekart satın alabilirsiniz.

Aizanoi İsmi Nereden Geliyor?

Frigya sınırlarında yer alan Aizanoi’nin bilinen ilk sakinleri Aizanistler’dir. Bu ismin ise Frigya’nın mitolojik kahramanı Azan’dan geldiği düşünülüyor.

Efsanevi Kral Arkas, mitolojiye göre su perisi Erato’ya aşık olur. Erato, Tanrı Zeus’un Mnemosyne’den olma 9 ilham perisi kızlarından biridir. Lirik şiirlerin perisi, romantik ve erotik şiirlerin öncüsü olarak kabul edilen Erato, Kral Arkas’a gönlünü kaptırır. Kral Arkas, Erato için bir şehir kurmak ister, İşte bu şehrin Aizanoi olduğu söylenir.

Nihayetinde Kral Arkas ve su perisi Erato’nun beraberliğinden Azan isimli oğulları doğar. Aizanistler kelimesi buradan türer. Aizanoi kenti de ismini almış olur. Kısaca diyebiliriz ki Kral Arkas ile Erato’nun aşkından doğan kenttir Aizanoi.

Roma İmparatoru Augustus döneminde sikkeler basılır. O sikkelerin üzerinde ise kentin ismi “Ezeaniton” olarak yazılıdır.

Aizanoi Antik Kenti Tarihçesi

Bugün ülkemizde antik kent denince akla gelen Efes (Ephesus) Antik Kenti, ya da Bergama (Pergamon) Antik Kenti kadar popüler değil Aizanoi. Adını daha yeni yeni duyar oldu birçok gezgin Aizanoi’nin. Son yıllarda ekranlarda duyar ve izler olduk, meraklıları ise gidip ziyaret etmeye başladı kenti. Halbuki kıyaslama yaptığınız zaman yaklaşık 2 bin sene evvel bir Efes kadar ünlüydü Aizanoi. Hatta “İkinci Efes” yakıştırmasını yapanlar var burası için.

Nasıl ki Efes kenti Roma döneminin ihtişamını yansıtıyorsa, Aizanoi de o dönemde aynı refah seviyesindeydi. Sahip olduğu konum, ticari ve kültürel yaşantısı, var olan tapınakları ve mimari unsurları, dahası Dünya’nın ilk borsa binası ile göz dolduruyor, Anadolu’nun önde gelen kentlerinin arasına girmeyi başarıyordu Aizanoi.

Aizanoi’nin tarihçesine baktığınız zaman M.Ö. 3000’li yıllara ait izlere rastlanmaktadır. Özellikle de bugün kentin sembolü haline gelen Zeus Tapınağı civarındaki kazılarda ele geçirilen buluntular İlk Tunç Çağı’na ait yerleşimlerden kanıtlar ortaya koymaktadır.

Frigya dediğimiz bölgenin sınırlarında yer alan Aizanoi, dünyaya birçok miras bırakan Frigler’in hüküm sürdüğü yerleşimdir. Bugün antik kent gezi alanına yaklaşık 4 km mesafede yer alan Meter Steunene kutsal alanı bunun en büyük ispatıdır diyebiliriz. Tanrıça Meter Steunene’ye adanan bu kült alanında Frigler’in kutsal kabul ettiği Tanrıça Kibele’ye adaklar adanıyordu. Meter Steunene, Aizanoi’nin Frigya dönemi yaşantısı ve inancından kesitler sunmaktadır.

Tarihte parayı ilk icat eden Lidyalılar’ın da bir dönem hükmettiği bu topraklar 5 bin yıllık geçmişi ile büyük önem arzeder. Lidyalılar’ın ardından Pers egemenliği, ardından Hellenistik Dönem ve Bergama Krallığı hüküm sürer Aizanoi’de. Fakat kentin en ihtişamlı yılları şüphesiz Roma dönemidir.

Aizanoi Antik Kenti, günümüzde Koca Çay diye bilinen fakat eski ismi Penkalas olarak geçen nehrin iki yakasında kurulmuş bir kenttir. Kentin kesin olarak kentleşme izleri ise M.Ö. 1. yüzyıla gider. Roma döneminde Aizanoi en parlak devrini yaşar. Kenti ikiye ayıran Penkalas Çayı üzerine köprüler inşa edilir. İmarlaşma hız kazanır ve birçok yeni yapı inşa edilir. Özellikle de M.S. 2. yüzyıl Aizanoi’nin en zengin günleridir.

Ticaret hayatının yoğun geçtiği kentte sürekli bir alım – satım vardır. Şarap üretimi yoğundur, tarım ise tıpkı günümüzde olduğu gibi halkın en büyük geçim kaynaklarındandır. Yün üretimi ile de adını duyuran kent hızla büyür ve düşünün ki o yıllarda nüfusu yaklaşık 100 bin kişiye ulaşır. Birçok görkemli ve eşsiz yapı bu dönemde inşa edilir. Zeus Tapınağı, Macellum (Borsa Binası), Stadyum-Tiyatro, o ihtişamlı günlerin ayakta kalan izleridir.

Roma döneminin ardından Bizans’ın (Doğu Roma) yönetimine geçen Aizanoi, o yıllarda daha çok dinsel kimliği ile önem kazanır. Piskoposluk merkezi haline gelen Aizanoi yavaş yavaş görkemli günlerine veda etmeye hazırlanır.

M.S. 7. yüzyılda Aizanoi artık ismi anılmayan bir yerleşimdir. Tıpkı komşuları Efes (Ephesus), Bergama (Pergamon), Hierapolis, Laodikya (Laodikeia) gibi hafızalardan silinmek üzeredir. Nihayetinde 13. yüzyılda bölgeye Çavdar Tatarları’nın yerleştirilmesiyle tarih sayfalarına iyice gömülür Aizanoi. Artık Çavdarhisar olarak yeni kimliği ile tarih sahnesindedir.

Aizanoi’de ilk keşifler 1830’lu yıllarda Avrupa’dan gelen gezginlerce yapılır. 1926 senesinde ise ilk kazılar Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilir. Uzun bir süre Alman kazı heyetince çalışmaların yürütüldüğü antik kentte, 2011 yılından bu yana Türk arkeolog ve uzmanlar çalışmaktadır. Aizanoi Antik Kenti Kazı Başkanı ise Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü hocalarından Prof. Dr. Elif Özer’dir.

2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Liste’ye alınan Aizanoi, devam eden kazılarla gün ışığına çıkarılmaya devam ediyor.  Zeus Tapınağı çevresinde, tiyatro ve stadyumda yapılan çalışmalar ve dahası bölgenin turizme açılacağının işaretçisi. Dileriz ki bu özel ve kıymetli antik kentimiz hakettiği yeri bir an evvel bulsun. Şimdi gelin Aizanoi’de gezilecek ve görülecek yapıları sıralayalım...

Aizanoi Antik Kenti Gezilecek Yerler

1. Zeus Tapınağı

Karşısına geçip uzun uzun bakasınız geliyor. Ne de olsa Dünya’da başka bir örneği yok diye gururlanası da geliyor insanın tabii. Dünya’nın en iyi korunmuş Zeus Tapınağı karşınızda duruyor.

Günümüze en sağlam olarak gelebilmiş olan bu Zeus Tapınağı, Aizanoi’nin simgesi olmuştur adeta. Tapınağın olduğu alanda M.Ö. 2800-2500 arasına tarihlenen keramik parçaları ele geçirilmiştir. Tapınağın yapımı için bu erken dönem tabakaları ortadan kaldırılmıştır ve tapınak inşasına başlanmıştır. Gördüğünüz Zeus Tapınağı’nın yapımı ise M.S. 92 yılında İmparator Domitianus (Domitian) zamanında başlamış, İmparator Hadrianus (Hadrian) döneminde ise yapımı tamamlanmıştır.

Tapınağa baktığınızda şüphesiz dikkat çekici en büyük özelliği sütunları oluyor. Yaklaşık 9.30 metre yüksekliğe sahip sütunlar tapınağa görkem katmaktadır. Pseudodipteros (yalancı dipteros plan) planlı tapınağın dıştan bir sıra sütunlarla çevrelenmiştir. Tapınağın kısa yanlarında 8, uzun yanlarında ise 15 İon sütunu bulunmaktadır. Yapının üzerinde durduğu podyum ise 53x35 metre ölçülerindedir.

Zeus Tapınağı’nın en ilginç olan kısmı ise tapınağın altında yer alan bölümdür. Anadolu’da başka hiç bir benzer örneğinin olmadığı bu mekan Zeus Tapınağı’nı ayrıca farklı kılmaktadır. Tonozlarla örtülü bu alana merdivenlerle iniyorsunuz.

Aşağıda sizi loş ışıklı bir atmosfer karşılıyor. Burası ile ilgili 2 görüş pek muhtemeldir. Birincisi; bu kapalı bölüm Tanrıça Kibele’ye ait olan bir kült alanıydı. Kehanet merkezi olarak da kullanılmaktaydı. İkincisi; tapınağa ait bir depoydu ve tanrılara sunulan hediyeler, tapınak için gerekli olan eşyalar burada saklanıyordu. Bu alt bölümün orjinal haliyle günümüze kadar gelebilmiş olması ise Aizanoi için çok büyük bir zenginliktir.

Tapınağın altındaki bu bölüm bir müze şeklinde düzenlenmiş. Mezar stelleri, Tanrıça Kibele’ye adanmış sunaklar, İon başlıkları, Frigya kapı tipi mezar taşları, gladyatör mezar taşları mutlaka görülmeli. Özellikle gladyatör mezar taşlarındaki ayrıntılar, Frig kapı tipi mezar taşlarındaki kabartmalar eminim ilginizi çok çekecek.

Tapınağın etrafında hızlıca bir tur attığınızda ise bazı duvarlarında yazıtlar dikkatinizi çekecektir. Pronaos’un kuzey kısmında İmparator Hadrian ile kent arasında geçen yazışmalar bulunmaktadır. Yine bu duvarın dış kısmında ise Marcus Ulpius Appuleius Eurykles’den övgüyle bahsedilmektedir. Çünkü Appuleius, Aizanoi’ye yardımlarda bulunmuş, bazı yapıları inşa ettirmiştir. Ona duyulan şükran tapınağın bu kısmında yazıyla belirtilmiştir.

Zeus Tapınağı’nın en dikkat çeken parçalarından biri de, aslında bir simgeye de dönüşmüş olan kadın figürlü akroter. Aizanoi ile özdeşleşen bu akroter, gelen ziyaretçilerin de ilk fotoğraflamak istediği yer aslında.

Tapınaktan düştüğü bilinen akroter (yapıların alınlıklarında bulunan süs ve heykellerdir) ilk etapta Kibele olarak yorumlanmış, hatta hem Zeus hem de Kibele’ye tapıldığı düşünülmüştür. Zamanla iki tanrıya tapım olamayacağı görüşü ortaya konarak sadece Zeus’a tapıldığı netleşmiştir. Buradaki akroterdeki akantüs yaprakları arasındaki kadın heykeli ise Aizanoi’nin sembolü haline gelmeyi başarmıştır. Bu arada bu kadın heykelinin Medusa’yı da andırdığını söylemeden geçmek olmaz sanırım.

Anadolu’nun en iyi korunmuş bu tapınağı 1800 sene sonra halen ayakta ve Dünya’nın en sağlam Zeus Tapınağı olarak bir ilk’e imza atmaktadır.

2. Zeus Tapınağı Avlusundaki Steller ve Kalıntılar

Tapınağın avlu kısmında yer alan mezar stelleri ise hakikaten göz alıcı ve etkileyici. Örneğine nadir rastlayacağınız Frigya kapı tipi mezar taşları ve üzerindeki simgeler görmeye değer. Suriye tipi çift kapılı mezar taşları da kabartmaları ile dikkat çekmektedir.

Mezar taşlarının üzerindeki süslemeler mezarın kadına mı erkeğe mi ait olduğunu açıkça gösteriyor. Mesela Kalathos denilen sepetler yün ya da meyve sepetleri, tarak ve ayna figürleri, çiçekler ve dişi hayvan figürleri kadın mezarlarının sembolleridir. Erkek mezarlarında ise daha çok aslan yada kartal figürleri, erkeğin gücünü gösteren savaş aletleri, yine kalathoslar ve girlandlar kullanılmıştır.

Bazı mezarların karı-koca birlikte olduğunu da görüyorsunuz. Bu tip eşli mezarlarda ise aslan figürü hem erkek hem dişi olarak kullanılmış. Khiton ve Himation giymiş figürlere de rastlıyoruz. İnsan figürlerinde dikkat çeken bir diğer faktör de sağ ellerini kalplerinin üzerine götürür şekilde resmedilmeleridir. Bu Tanrı’ya şükranı ifade eden harekettir.

Sadece mezar stelleri yok burada. Mangala Oyunu, Parabet blokları ve dahası tapınağın avlusunda açık hava müzesi şeklinde sergilenmekte. Mutlaka inceleyin derim.

3. Tiyatro – Stadion (Stadyum) Kompleksi

Yine Dünya’da bir ilk karşınıza çıkıyor: Tiyatro – Stadion.

Gittiğiniz antik kentlerde tiyatroyu ziyaret ettikten sonra stadyuma gidecekseniz bir miktar da olsa yürürsünüz. Burada yürümenize gerek yok. Çünkü tiyatro ve stadyum yapısı bitişik inşa edilmiştir. Aynı alan içerisinde bu iki sosyal alan kompleksini görmek mümkün Aizanoi’de.

Tiyatro-stadyum kompleksine M.S. 1. yüzyılda başlanarak 3. yüzyılda tamamlanmıştır. İnşa süreci aralıklarla devam etmiş ve kompleksin tamamlanması 3. yüzyıla dayanmıştır.

Yönü Zeus Tapınağı’na doğru bakan tiyatro o dönemin gelişmişliğinin en büyük göstergelerinden. Yaklaşık 20.000 kişilik bir tiyatrodur. 3 ana kapıdan girişlerin sağlandığı tiyatroda uzun yıllar oyunlar sergilenmiş, Aizanoi halkına sanat alanında hizmet etmiştir. Tiyatro ve stadyumu bir birinden ayıran duvar ise 30 metre ve 3 katlıydı. Yaşanan depremler neticesinde duvarın çoğunluğu yıkılmıştır. O mermer duvardan parçaları ise ziyaretiniz sırasında görmeniz mümkün.

Stadyum ise 13.500 kişilik kapasitesi ile kentin en aktif alanlarından biriydi. 200 metre uzunluğu, 50 metre genişliği ile yarışmalara kucak açan stadyumun tribün kısmı alçak olarak tasarlanmıştı. Bugün tribün kısımları malesef ayakta değildir. Günümüzde restorasyonu devam eden stadyum-tiyatro kompleksi Dünya’da bir ilk olmayı başardı. Dileriz tez zamanda yenilenerek daha çok ziyaretçi ağırlar.

4. Hamam – Palaestra Kompleksi

Tiyatro – Stadyum kompleksine giderken yolunuz üzerinde göreceğiniz yapı kompleksidir. Yine bir Roma dönemi yapısı olan Hamam – Palaestra, Aizanoi’de göreceğiniz gösterişli yapılardan. Aizanoi’de toplamda 2 adet hamam yer almaktaydı. Birisi bu yol üzerindeki tiyatroya yakın hamam, diğeri de Mozaikli Hamam'dır.

M.S. 2. yüzyıl yapısı olan bu hamam ve palaestranın tiyatro-stadyum yapısına yakın olması şaşırtıcı değil elbet. Yapının içerisine girdiğinizde Frigidarium (soğukluk) ve Caldarium (sıcaklık) bölümlerinin yapının ortasında olduğunu görüyorsunuz. Bu ana mekanların yanlarında ise çok sayıda yan mekanlar bulunmaktadır. Hamamın kuzeydoğu kısmında ise her türlü spor aktivitelerinin yapıldığı ve öğretildiği Palaestra yer almaktadır.

5. Köprüler ve Antik Baraj

Aizanoi Antik Kenti, Penkalas (Koca Çay) dediğimiz nehrin iki yakasına kurulmuştu. Dolayısıyla iki yakayı bağlayacak köprüler de kentin olmazsa olmazlarıydı. Bu anlamda Aizanoi’de 5 adet köprü bulunmaktaydı. Bu köprülerden sadece bir tanesi ahşaptan yapılmıştı ve yayaların yürüyerek üzerinden geçmesi için kullanılıyordu.

Diğer 4 köprü ise taş kemerli köprülerdi. Antik kent geziniz sırasında Macellum’a giderken bu köprülerden birini göreceksiniz. Yakın bir zamana kadar kullanılan köprü çökünce, hemen yakınına yeni bir köprü inşa edilerek bu tarihi köprü koruma altına alınmıştır.

Gördüğünüz tarihi köprü ise yine Roma dönemi şaheserlerindendir. Köprünün korkuluk kaidesinde bulunan yazıtta anlatılana göre, M.S. 157 senesinde yapılan köprüyü şehrin zenginlerinden olan Marcus Ulpius Appuleius Eurykles inşa ettirmiştir. Hatta Roma’dan dönerken bir kaza yaşadığı ve bunun sonucunda bir adak olarak bu köprüyü inşa ettirdiği anlatılmaktadır. Zeus Tapınağı üzerinde de adından övgüyle bahsedilen Eurykles, Aizanoi için belli ki büyük emek ve para harcamıştı.

Penkalas Nehri kentin geçmişinde hem iyi hem de kötü izler bırakmıştır. Debisi yüksek olan Penkalas, sık sık taştığı zamanlarda Aizanoi halkına zor anlar yaşatmıştır. Romalılar bunun önüne geçmek için bir baraj inşa etmişlerdir. Bugün o barajın duvarından kalan izleri de Meter Steunene civarında görebilirsiniz.

6. Macellum (Borsa Binası)

Karşınıza çıkan bu yapının daha ne olduğunu bilmeden, diğerlerinden farklı olabileceğini kestirebiliyorsunuz. Burası Dünya’da ender bulunan yapılardan biri Macellum, hatta Dünya’nın ilk Borsa Binası diye adlandırılan yapı.

Peki Nedir Macellum? Roma döneminde içerisinde yiyecek ama özellikle de et-balık satılan ticari alanlardır. Bir nevi kapalı gıda pazarı da diyebiliriz. Macellum ismiyle bilinen bu çarşı binaları taze et ürünleri, av hayvanları, unlu mamüller, soslar, zeytinyağları ve nadir bulunan sebze-meyve gibi lüks ürünlerin satıldığı yerdi. Haftanın her günü açık olan bu gıda pazarı kompleksi, farklı formu ve işleviyle kentin can alıcı yapılarından biriydi.

Yuvarlak biçimli Macellum, M.S. 301 senesine kadar et ve balık pazarı olarak işlevini sürdürmüştür. Fakat 301 yılında Roma İmparatoru Diocletianus’un enflasyonla mücadeleye başlamasıyla işlevini değiştirmiştir. İmparator Diocletianus’un hayatını okuduğunuz zaman, Roma Devleti için yaptıklarını kolayca gözlemleyebiliyorsunuz. Yıkılmak üzere olan bir imparatorluğu toparlayarak ayağa kaldırmış, yaptığı reformlarla Roma’nın gücünü artırmayı başarmıştır.

Diocletianus, enflasyonun önüne geçmek için çok basit bir sistemle, bütün ürünlere maksimum fiyatlar belirler. Koyduğu bu fiyatlardan daha yüksek bir fiyata ürün satılması kesinlikle yasaklanır. Bir fiyat kararnamesi çıkartır, bunu şehirlere yollattırır ve uymayanlara ise ceza verileceğini hatta ölüm cezası verileceğini belirtir.

Diocletianus’un yayınladığı bu fiyat kararnamesi, Aizanoi’deki Macellum yapısının duvarına asılır. 301 yılı itibariyle bu yapı Borsa Binası olarak anılır. Dünya’nın da bilinen ilk borsa binası olarak karşımıza çıkar.

Yuvarlak şekildeki bu binanın duvarlarında dikkatlice bakınca yazıtları göreceksiniz. İş gücü ücretleri, yiyecek-içecek ücretleri, malzeme ücretleri, hayvan ücretleri bu yazıtlarda hepsi belirtilmiştir.

İlginçti ki 1970 yılında yaşanan Gediz Depremi, bu binanın açığa kavuşmasını sağlar. Deprem öncesi varlığı bilinmeyen Macellum, deprem sonrasında yıkılan caminin sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca depremden ayakta kalan minarenin bir kısmı da Macellum’un hemen yanı başındadır.

7. Sütunlu Cadde

Her antik kentin olmazsa olmazıdır sütunlu caddeler malum. Aizanoi’de de hemen Macellum’un ön tarafında karşımıza çıkıyor sütunlu cadde. İmparator Cladius zamanında inşa edilen Artemis Tapınağı’nın yıkılıp, tapınağın devşirme malzemeleriyle inşa edildiği yol burası.

Aizanoi Antik Kenti’nin ana caddesi aslında burası. Geçiş törenlerinin yapıldığı, dükkanların olduğu, halkın çıkıp nefes aldığı, yürüdüğü ana cadde. Hatta bu caddenin 4 kilometre uuznlukta olup, Zeus Tapınağı’ndan Meter Steunene kutsal alanına kadar uzadığı söyleniyor.

8. Meter Steunene Kutsal Alanı

Günümüzde çökmüş durumdaki Meter Steunene, Aizanoi’nin en eski kutsal alanıdır. Tanrıça Kibele’ye adaklar adanan, kurbanlar kesilen bu kutsal alan uzun yıllar kullanılmıştır. Dağların ve doğanın ana tanrıçasına sunulan adaklarla günahlardan arındığına inanan insanlar için bu kutsal alan önem arzetmiştir.

9. Nekropoller

Aizanoi’de yaşayan nüfusun çokluğu ve düzeyi, bulunan mezarların işçiliğinden ve sayısından ortaya çıkmaktadır. Bir kaç nekropol bulunan kentte, ayrıca inşa edilen özel mezarlar da vardır. 90’lı yıllarda Meter Steunene alanına yakın noktada bulunan Amazonlar Lahdi, şimdiye dek çıkarılan en önemli eserlerdendir. Dünya’daki en sağlam Amazon Lahdi olarak bilinen bu lahit bugün Kütahya merkezdeki Arkeoloji Müzesi’ndedir.

Şehri çevreleyen birçok nekropol alanında bulunan mezar taşları ise ilginçtir. Frig kapı tipi mezar stelleri, kadın ve erkek için özel tasarlanmış sembollerle birlikte göz alıcı güzelliktedir. Ölümden sonraki hayata inanan bölge insanı mezarlarını da ona göre ev kapısı şeklinde inşa ederek,diğer tarafa geçişi kurgulamıştır.

Mezarlardaki kişinin cinsiyetine göre kalathoslar, girlandlar, çiçekler, hayvan figürleri, kişisel eşyalar ve dahası mezarların üzerine işlenmiştir. Zeus Tapınağı avlusunda bu mezar taşı örneklerini fazlasıyla görebilirsiniz.

Aizanoi Antik Kenti hakkında bilgi vermeye çalıştık. Burayı gezdikten sonra Kütahya merkeze uğrayıp Arkeoloji Müzesi’ni gezerek bu kadim kentin sırrına daha da ulaşabilirsiniz. Kütahya hakkında daha fazla bilgi edinmek için de Kütahya Gezi Rehberimizi tıklayabilirsiniz.

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.