Mudanya Mütarekesi ve Mütareke Evi

Mudanya Mütarekesi

Mudanya Mütarekesi ne zaman imzalandı? Hangi devletler mütareke görüşmelerine katıldı? Mudanya Mütarekesi'nde alınan kararlar nelerdir?

Uçsuz bucaksız mavisi, yemyeşil zeytin bahçeleri ve tarihi - kültürel zenginlikleri ile Marmara kıyılarının incisi Mudanya; her daim Bursa’nın en çok ilgi çeken ilçesi olmayı başarmıştır. Bursa merkezden daha eski bir tarihe ev sahipliği yapan ilçe, yine aynı şekilde Seyahatname yazarı Evliya Çelebi’nin de ilk gözdesi. Tarihler 11 Ekim 1922’ye geldiğindeyse, tüm Dünya’ya barış ile mührünü vurmuş bir belde Mudanya.

Mütareke Meydanı’na girdiğinizde, gözünüze çarpan birçok güzelliğin içinde bembeyaz, heybetli bir bina karşılıyor sizi. Türk Tarihi aynı zamanda Dünya Tarihi açısından da bir dönüm noktası olan Barış Antlaşmasıyla sonuçlanan, Dünya’ya meydan okuyan bir milletin zafer tacı ve her köşesinde ayrı bir hatıranın saklı olduğu bir bina. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin siyasi ve diplomatik alanda kazandığı ilk zafer olan ve Osmanlı Devleti’nin hukuken sona erip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin uluslararası alanda kabul gördüğü Mudanya Mütarekesi’nin imzalandığı bu bina, Mudanyalıların ve tüm Mudanya’yı ziyaret edenlerin hatıra fotoğrafı çektirmeden ayrılmadığı sabit bir nokta işlevinde aynı zamanda.

Mudanya’daki birçok yalı gibi denize nazır konumu ile ayrıcalıklı bir yere sahip olan Mütareke Evi; 1800’lü yıllarda kereste tüccarı olan Rus Aleksandır Ganyanof tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra "Şeker Kralı" olarak bilinen, Cumhuriyet’in ilk yıllarının en çok tanınan iş adamlarından olan, Mehmet Hayri İpar tarafından ailesiyle bir müddet kiracı olarak oturduğu bu yalı satın alınmıştır. Hayri İpar tarafından satın alınıp onarılan bu Yalı; 1937 yılından 1959 yılına kadar Mudanya Belediyesi’ne bağlı bir müze olarak hizmet verdi. 1959 yılında ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne devredildi.

Pazartesi hariç ziyaretçilere açık olan müzeye girdiğiniz anda kendinizi Mütareke’nin içindeymiş gibi hissediyorsunuz. 19. yüzyılın mimari özelliklerinin yalın bir üslupla sunulduğu Mütareke Evi iki katlı olup iki büyük salonu ve 13 odası vardır.

Zaman zaman sert tartışmaların olduğu sinirlerin gerildiği bilinen antlaşma sürecinde özellikle İsmet Paşa’nın şartların kabul edilmediğini görünce "Gerekirse savaşırız!" deyip yumruğunu vurarak çatlamasına sebep olduğu mermer masa en dikkat çeken unsurlardan biri. Tabii bu hamle, antlaşmanın seyrini de değiştiriyor. İsmet Paşa’nın yanı sıra İtilaf Devletleri’nin temsilcileri başta İngiliz General Harrington, Fransız General Charpy, İtalyan General Mombelli’nin balmumu heykelleri de en çok dikkat çeken unsurlardan.

Büyük Taarruzun zaferle sona ermesi üzerine savaş ve çatışma dönemini sona erdiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelinin atılmasına vesile olacak mütareke çağrısı İtilaf Devletleri tarafından TBMM'ye iletildi. Dünyaca ünlü ve ödüllü yazar Ernest Hemingway görüşmeleri şu şekilde kaleme alır:

"Marmara kıyısında sıcak, toz toprak içinde, ecüş bücüş yolları ile ikinci sınıf kıyı kasabası Mudanya’da, Batı ile Doğu karşı karşıya geldiler. İsmet Paşa ile görüşecek müttefik generallerini taşıyan İngiliz sancak gemisinin kül rengi, öldürücü kulelerine rağmen, Batılılar buraya barış dilenmeye geliyordu; yoksa barış istemeye ya da şartları dikte etmeye değil." (23 Ekim 1922, The Toronto Daily Star, Mudanya, Turkey)

Bu metin psikolojik üstünlüğün Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafında olduğunu çok net bir şekilde gösteriyordu.

Görüşmeler 3 Ekim 1922’de başladı. Görüşmelerde TBMM hükümetini Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa temsil ederken, Fevzi Paşa ve Refet Paşa da görüşmeler boyunca Mudanya'da bulundular. İngiltere'yi General Harrington, Fransa'yı General Charpy ve İtalya'yı da General Mombelli'nin temsil ettiği görüşmelerde, ateşkesle doğrudan ilgili durumda bulunan Yunanistan, General Mazarakis ve Albay Sariyanis'i görevlendirdi. Fakat Yunan delegeler görüşmelere doğrudan doğruya katılmamışlar ve olan biteni bir İngiliz gemisinden izlemekle yetinmişlerdir. Aslında bu durum bizim görüntüde Yunanlılarla, aslen İngilizlerle savaştığımızın en büyük kanıtıdır. Görüşmeler tamamen İsmet Paşa ve General Harrington arasında geçmiştir.

İsmet Paşa’nın hatıratlarında şöyle geçer. "Muharebe neticesinde yenilen ve bizimle ateşkes yapmak mecburiyetinde olan Yunanlılardı ama karşımıza çıkan, müzakerede bulunan müttefiklerdi. Konferansa ben başkanlık ediyordum. Müttefikler adına General Harrington müzakereyi idare ediyordu. Ben mücadeleyi onunla yapıyordum çünkü en kabiliyetlisi o görünüyordu. General Harrington, bana sık sık sulh yapmaktan başka bir şey düşünmediğini söylerdi ve beni inandırmaya çalışırdı. Çünkü biz, İngilizlerin hiçbir sözüne ve hallerine inanmayan bir ruh haleti içine girdik. Konferans böyle bitti."

Zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta görüşmelerin kesilmesi tehlikesinin doğduğu ve Türk ordusunun yeniden harekat hazırlıklarına giriştiği mütareke görüşmeleri 11 Ekim 1922 tarihinde sabah 06:00’da Türk Hükümetinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Yunan Generallerin 2 gün İngilizlere direnmesi sonucu 14 Ekim’de tüm hükümetlerce kabul edilip yürürlüğe girer.

Bu arada TBMM, Doğu Trakya'nın teslim alınması ve burada bir Türk yönetiminin kurulmasıyla ilgili olarak Refet Paşa’yı görevlendirmiştir. Refet Paşa 12 Ekim 1922'de TBMM temsilcisi olarak İstanbul'a girmiş ve halkın büyük coşkusuyla karşılanmıştır.

Bu önemli mütarekenin sonuçları şu başlıklar altında toplayabiliriz:

  • Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir.
  • Doğu Trakya savaş yapılmadan kazanılmıştır.
  • Kurtuluş Savaşı’nın silahlı mücadele dönemi sona ermiştir.
  • Burada kazanılan zafer askeri bir zaferin ötesinde ilk diplomatik zafer olmuştur.
  • Misak-ı Milli'nin Trakya sınırı çizilmiştir.

General Harrington Hatıratından

İsmet Paşa görünürde ufak tefek bir insandı. Bundan başka bir eksikliği yoksa bir meziyet mi bilinmez, çok da ağır işitiyordu. Bizimle ilişkilerinde çok inatçı görünüyordu. Ama ayrıntı konusunda bir üstattı. Her satırı çok dikkatli okur, sonra birkaç dakika düşünür ve ardından fikrini söylerdi. Heyecanlandığını hiç belli etmezdi.

1959 yılı Mütarekenin 37. Kutlama törenleri için Mudanya’ya gelen İsmet İnönü’nün konuşması

Mudanya Mütarekesi’nin en önemli özelliği tek kurşun atılmadan büyük bir toprak parçası Trakya’nın bize teslim edilmesi ve Boğazlar bölgesinin bizim yönetimimize terk edilmiş olmasıdır. Son birkaç asırlık tarihimizde bir kurşun atılmadan kazandığımız tek zaferdir.

 

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.