Kaş Gezilecek Yerler | Kaş'ta Görmeniz Gereken 10 Yer

Kaş Gezilecek Yerler

Ülkemizin en güzel yerlerinden birisi olan Kaş gezilecek yerler nelerdir? Kaş merkezde gezilecek yerler nelerdir? Kaş'ın tarihi nedir? Kaş'ta hangi koylar plajlar var?

Hani anlatılmaz, yaşanır derler ya. İşte Kaş öyle bir yer. Kaş'ı yaşamadan önce, işiniz kolaylaştırmak için 10 öneri ile Kaş Gezilecek Yerler Listesini hazırladık.

Kaş, bir kere gittiğinizde, bir daha unutamayacağınız, tatil zamanı geldiğinde gözlerinizi kapadığınızda hep aklınızda canlanan yerdir. Bir gidenin vazgeçemediği yerdir Kaş. Diğer tatil yörelerinde olduğu yüksek binaların arasında kaybolmazsınız Kaş’ta. Kendinizi evinizde hisseder, doyamazsınız bu kente.

Adı gibi büyük bir yerleşim değildir ama merkeziyle ve özellikle çevresiyle çok önemli değerleri barındırır içerisinde. Merkezinde az katlı küçük yapıların arasında, arnavut kaldırımlı sokaklarda gezerken, her yer bir fotoğraf karesi gibi gelir gözünüze.

Kaş, Adriyatik Denizi’nde Dubrovnik kıyılarında gördüğümüz dalmaçya kıyı tipinin ülkemizdeki tek örneğidir. Rahatlıkla gezebileceğiniz küçük şirin bir merkezin dışında ise Patara’dan, Xanthos’a, Kalkan’a kadar tarihi, doğal, kültürel birçok güzellik karşılar sizleri.

Hatta Kaş’ın hemen karşısında bulunan yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Meis’i bile ekleyebilirsiniz gezi defterinize. Eklemeseniz de denize baktığınızda hep göreceksiniz zaten. Hepsinin yanında Kaş, ülkemizde dalış turizminin en önde gelen merkezlerindendir. Likya Bölgesi’nin büyük bir kısmını da içine alan Kaş, birçok Likya kentine de ev sahipliği yapar.

Kaş Nerede, Kaş'a Nasıl Gidilir?

Kaş, Antalya’nın en batısında kalan ilçesi. Batısında bulunan Fethiye’ye yaklaşık 105 kilometre uzaklıkta, Antalya’ya ise 190 kilometre uzaklıkta. Hangi yönden gelirseniz gelin Kaş’a gelene kadar görecekleriniz, buranın habercisidir size. Bir tarafınız masmavi Akdeniz, diğer tarafınızda makilerle kaplı tepeleri aştıkça yaklaşırsınız Kaş’a.

Kaş Tarihi

Kaş dendiğinde aklımıza ilk gelecek uygarlık kuşkusuz “Işık Ülkesi” olarak da adlandırılan Likya’dır. Teke Yarımadası olarak adlandırılan bölgeyi kapsayan Likya’nın, Antiphellos olarak adlandırılan kentinin üzerine kurulmuş. Aslında Antiphellos, Torosların eteklerinde bulunan Phellos kentinin liman bölgesi, diğer bir deyişle o dönemde kentin dünyaya açılan kapısı. Bu açıdan bakıldığında Myra – Andriake ilişkisi ile birebir aynı. Myra kent, Andriake ise kentin limanı.

M.Ö. 700’lere giden bir geçmişi var bu kentin. Ama o dönemlerden günümüze kalan en elle tutulur, gözle görülür kalıntı tiyatro yapısı. Bu arada çarşı içinde bulunan Likya tipi lahidi de unutmamak lazım.

Başkenti Patara olan Likya’yı keşfetmenin en güzel yolu ise Kaş’ı da içine alan Likya Yolu’nu yürümek. Tabii doğru zamanda ve tam teçhizatlı. Yoksa Dünya’nın en güzel yürüyüş yolu bir eziyete dönüşebilir.

Genel Olarak Likya Uygarlığı’nın M.Ö. 2000’lere kadar gittiğini düşünürsek, Kaş’ta bunun etkisinin çok fazla olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz. Persler, Büyük İskender, Roma, Bizans, Selçuklular, Teke Beyliği’nin ardından 1426 ile beraber Osmanlı egemenliğine girer. İstiklal Savaşı yıllarına kısa bir İtalyan işgali yaşasa da günümüzde ülkemizin en yaşanılası yerlerinden biridir.

Bodrum, Çeşme gibi medyatik değil ama Kaş’ın kendine has bir dokusu ve havası var. Tabii ki yaz dönemleri Kaş’ın en kalabalık olduğu zaman fakat tam tadını çıkarmak istiyorsanız eğer, mayıs, eylül ve ekim ayları tam aradığınız zamanlar.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Kaş ve çevresi ziyaretçiler için çok bonkör. Merkezin sizi bırakmayan o çekici havasından kurtulabilirseniz ki yapmalısınız; Kaş çevresinde de sizi unutamayacağınız, eşsiz harikalar da bekliyor. Kaş’a geldiğinizde nerelere gitmeli, neler yapmalısınız 10 önerimiz var, şimdi tek tek yazalım...

Kaş Gezilecek Yerler

1. Kaş Merkez

Dar, arnavut kaldırımlı sokakları ve cumbalı evleriyle, begomvilleriyle kendinizi çok farklı huzurlu bir ortamda hissedebileceğiniz yerdir Kaş. Liman, bir meydan ve arkasında arnavut kaldırımlı sonunda lahit göreceğiniz bir yokuş. Çarşı içinde taşlar biraz kaygan, yürürken de rahatsız edebilir ama etraf o kadar güzel ki insan söylenemiyor bile. Bahsedilen bütün bu bölgeleri içine alan mahallenin adı ise Andifli, Antiphellos’a ne de çok benziyor.

Kaş merkezde liman ve meydan etrafı kafe ve restaurantlarla dolu. Ne yemek istediğinize karar verdiyseniz. Gönül rahatlığı ile istediğiniz yeri deneyebilirsiniz. Uzun Çarşı'dan renk cümbüşü içerisinde yokuş yukarı yürürken el işi, ürünler, takılar, elbiseler ama Kaş’tan başka yerde kolay kolay göremeyeceğiniz cinsten.

Bodrum, Marmaris gibi yerlerde olduğu gibi sizi hiç kimse zorla içeri sokmaya da çalışmıyor. Gönül rahatlığıyla sokakların tadını çıkarıyorsunuz. Aynı şey restaurantlar için de geçerli...

Yokuşun sonundaki Likya tipi lahit ise Kaş’ın simgesi diyebiliriz. Gerçi limandan yukarı otogar mevkiine yürürkende yol ortasında bir lahit var ama çarşıdaki başka.. Her gelenin etrafında fotoğraf çektirmek için fırsat kolladığı önemli bir tarihi eser.

Liman, meydan ve çarşı civarında konaklayabileceğiniz küçük oteller, pansiyonlar da var. Kaş’ta resort, beach, holiday village isimlerini görebileceğiniz devasa konaklama tesisleri yok. Zaten olsa bile eğer Kaş’a geldiyseniz, niye öyle kompleks yapılarda kendinizi hapsedesiniz ki...

Çarşı tarafından Kaş’ın doğusuna doğru gittiğiniz, hatta tırmandığınız yokuşu aştığınızda, konaklama tesislerinin dah yoğun olduğu bölgeye gelmiş olacaksınız. Burası bir nevi Kaş’ın oteller bölgesi.

Merkezde ne yapılmalı, ne yenmeli?

Merkezde Uzun Çarşı’yı yavaş yavaş bir gezin, tadını çıkarın.

Lahit ile beraber bir fotoğrafınız da olsun mutlaka.

Uzakdoğu’da ortaya çıkan ve Kaş’ta da meydanda rahatlıkla bulabileceğiniz lezzet ise “Tava Dondurma”. Siz dondurmanızı nasıl istediğinizi söyleyin; istediğiniz meyvelerden rulo olarak tabağınızda yemenin tadını çıkarın. Yapılışını izlemesi de en az dondurma kadar güzel. Bunun yanında Antalya yöresinde tadabileceğiniz "Yanık Dondurma"dan da tadın.

Yemek damak zevkine göre değişir tabii ama Kaş’ta damak zevkinize uygun birçok şeyi bulabilirsiniz. Ama Kaş ülkemizde "kalamarı" doya doya yiyebileceğiniz en önde gelen yerlerden birisi.

2. Antiphellos Tiyatro

Kaş, yukarıda da bahsettiğimiz gibi Antiphellos olarak adlandırılan kentin tam üstünde, Likya dilinde ise Habesos olarak adlandırılır. Kendisinden 10 kilometre kadar uzakta olan Phellos kentinin liman kenti olarak kurulduğunu düşünecek olursak; zamanla zengin bir kent haline gelmesi pek şaşırtıcı değil.

Ticaret ve süngercilik yüzyıllar boyunca bu kenti zengin etmiş. Tabii zamanla liman yerleşimi olmaktan çıkıp bir kent olan hüviyetine kavuşan Antiphellos’ta birçok yapı inşa edilir ki bunlardan günümüze kadar en sağlam haliyle kalanlar lahitler, kaya mezarları ve tiyatro.

Tiyatro, M.Ö. 1. yüzyılda yapılmış, Hellenistik bir tiyatro. Birçok teknik özellik var ama basitçe yamaca yaslı ve manzaraya bakıyor. Bu tiyatronun manzarası diğer gördüklerinize pek benzemiyor. Karşınızda masmavi Akdeniz... İnsanlar bu tiyatroda böyle manzara varken nasıl gösterileri izleyebilmişler acaba?

Yaklaşık 4000 kişilik küçük bir tiyatro; restore edilmiş ve günümüz etkinliklerinde de kullanılıyor.

Tiyatro’ya ulaşmak için yukarıdan Kaş liman mevkiine iniyormuş gibi düşünün. Limana gelmeden solunuzda beyaz bir cami göreceksiniz, Merkez Camii. Tam oradan sağa dönün 5-10 dakikalık yürüyüşten sonra sağınızda tiyatroyu göreceksiniz. 26 basamaklı tiyatronun en üstüne çıkın ve manzaranın tadını çıkarın.

3. Çukurbağ Yarımadası

Kaş’a doğru yaklaşırken en başta herkesin ada sandırğı fakat yaklaştıkça anakaraya bağlı olduğu anlaşılan çalı ve kayalıkla kaplı yerdir. Anakaradan yaklaşık 5 kilometrelik bir çıkıntıdır Akdeniz’e doğru. Basit olarak antik tiyatronun bulunduğu mevkiden başlar. Sanki Kaş, Meis’i tutmak için elini uzatmış da yetişememiş gibi.

Yarımada üzerinde konaklayabileceğiniz çok güzel butik oteller var. Akdeniz ve Meis manzarasına karşı güzel bir tatil geçirebileceğiniz yerdir. Çukurbağ Yarımadası üzerinde denize girebileceğiniz birkaç beach ve aynı zamanda koy ve plajlar da bulunuyor.

Hidayet Koyu bunlar arasında en meşhur ve bizce en güzel olanı. Mavinin çeşit çeşit tonları olan koyda sahil kısmı kısmen kayalık, yer yer kum var. Ama ayrı bir güzelliği var bu koyun. Koydaki işletmelerde şezlong, şemsiye kiralayabilir ve bir şeyler de atıştırıp gününüzü burada geçirebilirsiniz.

Çukurbağ Yarımadası'ndaki bir diğer plaj ise Küçük Çakıl Plajı, yarımadaya girerken sağda kayalıkların arasında daracık bir kumsal. Ama suyu biraz soğuk ve adı gibi rahatsız etmeyecek küçük çakıllar var.

Az ilerisinde Kaş Belediyesi’nin Halk Plajı bulunuyor. Denizi biraz dalgalı olsa da Kaş’taki birçok yerde olduğu gibi ayağınızda bir deniz ayakkabısı olsun. Ama halkplajı olmasında Kaş’taki en uygun fiyatlı yer diyebiliriz.

4. Kalkan

Kalkan, Kaş’tan Fethiye yönüne doğru virajlı yollardan yaklaşık 30 kilometre gittikten sonra karşınıza çıkacak olan Kaş’ın kopyası olan tatil beldesi. Aslında Kaş’ın bir mahallesi günümüzde. Kalkan, İngiliz turistlerin gözbebeği ve yaz ayların küçük bir İngiliz kasabasına dönüşüyor.

Küçük butik otelleri ve kiralık villaların olduğu sıcak bir Akdeniz kasabası. Kaş gibi köklü bir geçmişi yok aslında. Meis Adası’ndan gelenler tarafından 150-200 sene kadar kurulan Kalkan'ın eski ismi ise Kalamaki. Restaurantlarıyla, lezzetleriyele ve deniziyle en güzel Akdeniz akşamlarından birisini yaşayabileceğiniz yerlerden birisidir. Limanın az ilerisinde bulunan Halk Plajı ve Kalkan’ın az dışındaki Fırnaz Koyu, Kalkan civarında denize girebileceğiniz en güzel yerler...

5. Kaputaş Plajı

Kaş’ta nerede denize girilir, sorusuna verilecek ilk cevaptır Kaputaş Plajı. Kaş'ın ve ülkemizin Dünya tanıtımında kullanılan yerlerden birisidir aynı zamanda. Kaş-Kalkan arasında, Kaş’a 20, Kalkan’a ise 7 kilometre uzaklıkta bulunan Kaputaş Plajı, aslında derin bir kanyonun denize açıldığı yerdir.

Bu taraflara yolunuz düşerse ne yapın ne edin mutlaka burada denize girin. Ama yol kıyısında olsa da ulaşması o kadar kolay değil, sebebi doğal şartlardan ziyade insanların kalabalığı. Kaputaş Plajı’na gitmek için önce aracınızı koyabileceğiniz yer bulmanız gerekiyor ki bunun için erken saatlerde gelip yer kapmanız lazım. Park sıkıntısıyla uğraşamam derseniz toplu taşımayla da ulaşabilirsiniz.

Aşağı inmeden önce bir yukardan izleyin Kaputaşı, açık sarı sahilden, denizin beyaz köpüklerine ve oradanda turkuazın en açık tonundan maviye geçişini izleyin denizin. Sonra Plaja ulaşmak için 186 merdiveni inmeniz gerekiyor. Plaj, Kaş Belediyesi tarafından işletildiğinden herhangi bir giriş ücreti yok. Çay, kahve, tost, hamburger, gözleme gibi atıştırabileceğiniz bir işletme de var ve fiyatları da Kaş’a göre oldukça uygun sayılır.

Sahil ise küçük küçük çakıllardan oluşuyor rahatsız edici değil zaten. Denizi ise Akdeniz’de birçok yerde olduğu gibi çabuk derinleşiyor ve bazen dalgalı. Bütün bu güzelliklerden sonra ayrılma vakti geldiğinde ise inerken çok dikkate alınmayan merdivenleri çıkmak gerekecek ve tabii o kadar merdiveni çıkmak inmeye de benzemiyor.

Kaputaş Plajı için bu kadar zahmete fazlasıyla değer ki buradan geçip yukardan bakıp ayrılırsanız emin olun bir süre sonra “Keşke girseydim” diye aklınızdan geçecek. Pişman olmamak için mutlaka fırsatınız olduğunda değerlendirin.

6. Patara Antik Kenti ve Plajı

Antalya-Muğla sınırında ya da diğer bir deyişle Kaş-Fethiye sınırında bulunan Patara Kenti bölgeye uğradığınızda mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden birisidir. 2020 yılı ülkemizde Patara Yılı ilan edildiğinden yapılan çalışmalarla kentin hem gezilebilirliği, hem de görselliğinin arttırılıyor.

Bulunduğumuz bölge Likya, işte bu Likya’nın başkentidir Patara kenti ve Likya’nın 3 oy hakkına sahip 6 kentinden de birisidir. İçerisinde bulunan meclis binasının Dünya tarihinde bir ilk olması burayı özel kılan en önemli unsurlardan sadece birisi. Kaş Gelemiş Köyünde bulunan Patara’dan M.Ö. 13. yüzyıla tarihlenen Hitit kaynaklarında Patar olarak bahsedilir.

Birçok dönemin-çağın özelliklerini barındıran Patara’da en çok dikkatinizi çekecek yapı kuşkusuz meclis ve tiyatro olacak fakat bunların yanı sıra Medius Modestus Takı, hamamlar, lahitler, sütunlu cadde, deniz feneri görecekleriniz arasında.

Patara Antik Kenti’ni özetlemek gerekirse; ilk meclis binasının bulunduğu dolayısıyla demokrasinin doğduğu kent, St. Nicholas ya da Noel Baba’nın doğduğu kent ve mitolojik hikayelere göre tanrı Apollon’un doğduğu kent (Leto Hurmalığı).

Patara Antik Kenti’nin yaklaşık 250-300 metre ilerisinde ise yaklaşık 12 kilometre uzunluğu, 200-300 metreye varan genişliği ve kum tepeleriyle adeta bi çölü andıran Patara Plajı bulunuyor. Caretta Caretta kaplumbağalarının da evi olan bu büyük plajda bir tesis de bulunuyor. Kumuna, denizine diyecek bir şey yok ama biraz dalgalı hatta bazen denize girmenin tehlikeli olacağı kadar dalgalı olabiliyor.

7. Xanthos – Letoon Antik Kentleri

Likya’nın birbirine yakın iki kenti olan Xanthos ve Letoon, Patara’da olduğu gibi Antalya-Muğla sınırında bulunuyor. Hatta Xanthos Kaş’a, Letoon ise Fethiye’ye bağlı.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde ve Letoon’a 6 kilometre mesafede ve Kaş sınırları içerisinde bulunan, Likya’nın bağımsızlığına ölümüne düşkün olan bu kentini mutlaka görmek gerekir. Likya’nın 3 oy hakkına sahip kentinden birisi olan Xanthos’da yaşayan halk tarih boyunca iki defa özgürlükleri uğruna toplu intihar etmişlerdir.

Kentin simgesi olan ve Likya’nın geleneksel mimarisi olan anıt mezarların en güzellerini görebileceğiniz kent olan Xanthos’ta; Harpyler Anıtı dışında, tiyatro, Likçe yazıt, kilise, agora, Nereidler Anıtı’nın kaidesi, hamam, nekropol görecekleriniz arasında.

Letoon ise Likya’nın kutsal şehri olarak adlandırılan Letoon adını Apollon ve Artemis’in annesi olan Leto’dan alır. Kentin en önemli yapılarını ise tapınaklar oluşturuyor. En büyüğü Leto, ortadaki Artemis ve onun solundaki tabanı mozaik süslemeli olan ise Apollon Tapınağı’dır.

Bunların dışında tiyatro, teraslar ve teras duvarları, portikolar, üç dilli yazıt olan Aruntii Yazıtı, kilise, Hadrian Çeşmesi ve tören yolu görecekleriniz arasında. Xanthos ile beraber UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir.

Fethiye’ye 63 kilometre mesafede Antalya sınırında bulunan Letoon’a rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

8. İslamlar Köyü

İslamlar Köyü, Kaş’a 37 kilometre mesafede ve Kalkan’dan sadece 10-15 dakikada ulaşabileceğiniz mevkide bulunuyor. Torosların eteklerinde yeşillikler içerisinde tatilinizi geçirmek istiyorsanız bu köy aradığınız yer olabilir.

Karşınızda Kalkan ve Akdeniz manzarasıyla arzu edenler için villa alternatiflerinin olduğu İslamlar Köyü’nün eski adı ise Bodamya. Tepelerde bol bol kaya mezarlarını da görebileceğiniz İslamlar Köyü, kalabalıktan uzak, sakin ve kendi halinde tatil yaşamak isteyenler için aranan yer.

9. Kekova

Kaş’a 33 kilometre uzaklıktaki Üçağız ve az ilerisindeki Kaleköy’ün hemen karşısında bulunan Kekova, günümüzde Batık Şehir olarak bilinen kente ev sahipliği yapıyor. Üçağız’dan tekne turlarına katılabilirsiniz ya da oraya kadar gitmeyelim derseniz Kaş’tan katılacağınız tekne turlarıyla deprem sonrası su altında kalan Dolchiste kentinin kalıntılarını görebilirsiniz.

Sit alanı olduğu için kalıntıların bulunduğu bölgede denize girmek yasak. Ama Hamidiye, Tersane, Akvaryum gibi birçok birbirinden güzel koyda yüzme molası veriliyor. Aynı zamanda bu bölge dar alanda 3 antik yerleşimi grebileceğiniz bir alan; Üçağız Theimussa, Kaleköy Simena ve Kekova Dolchiste yerleşimleri.

Özellikle Kaleköy’de bulunan Simena tiyatrosu Anadolu’nun en küçük tiyatrosu ki kısa bir yürüyüşle tiyatroya tırmanıp Kekova’yı tepeden de görebilirsiniz. 1932 yılına kadar İtalyanlar'ın elinde bulunan Kekova yapılan görüşmeler sonrasında bu yılda Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır.

Kekova Hakkında Daha Fazla bilgi için Kekova Gezi Rehberi'ne TIKLAYINIZ...

10. Meis Adası

Kaş’a geldiniz, her kaşın altında bir gözün olduğunu düşünürsek, bizim Kaş’ı gözü de Meis’tir. Kaş’a yaklaşık 2 kilometre mesafede, yani bir kara bağlantısı olsa 20 dakikada yürüyerek gidilebilecek bir mesafe.

1911 yılında yaşanan Trablusgarp Savaşı sonrası İtalya ile imzalanan Uşi Antlaşması ile Libya ve On İki Adalar İtalya’ya bırakıldı. 2. Dünya Savaşı sonrası ise Yunanistan’a geçen Meis Adası bugün siyasi anlamda birçok problemin yaşanmasına sebep olsa da, Kaş’a kadar gitmişken günübirlik de olsa gezebileceğiniz bir yer.

Schengen vizesi ya da On İki Adalar için uygulanan günübirlik ya da 3 günlük vizeler ile adaya gidebilirsiniz. Tabii bu vize uygulaması her sene ülkeler arası yaşanan gelişmelere göre değişiklik gösteriyor.

Bizim Meis dediğimiz ada, Yunanca "Megisti" olarak isimlendirilirken, "Kastellorizo" ismi de kullanılıyor. Kastellorizo, İtalyanca "Kızıl Kale" demek. St. Jean Şövalyeleri adada hakimiyet sağladıklarında kızıl kayalardan dolayı bu isimle adlandırmışlar.

Adada askeri bir havaalanı da var ve sadece tek bir yerleşimi var. Nüfusu ise 400 civarında. Yürüyerek rahatlıkla gezebileceğiniz kadar küçük. Adada çok fazla dil problemi yaşanmaz çünkü adalıların en büyük geçim kaynağı Türk turistler. Meis Adası’nda yaşayanlar da ihtiyaçlarını Kaş’tan karşılıyorlar.

Kaş’ın daha az betonlaşmış hali aslında. Renk renk yanyana sıralanmış evleriyle güzel zaman eçirebileceğiniz bir yer. Restaurantlarda da Yunan mutfağına özgü birçok şeyi bulabiliyorsunuz. Kurutulmuş ahtapot, kalamar, kalamar dolma, greek salad; bunları söyleyince yanına da bir ouzo söylemeden olmaz. Bunların dışında daha birçok meze ve mevsim balığını da tatma şansınız var.

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.