Letoon Antik Kenti ve Hikayesi | Likya'nın Kutsal Alanı

Letoon Antik Kenti | Letoon Kutsal Alanı | Leto, Artemis, Apollon

Letoon Antik Kentinin önemi nedir? Letoon kenti nerededir, nasıl gidilir? Letoon kentinin kuruluş hikayesi nedir? Letoon neden kutsal alandır? Leto, Apollon ve Artemis...

Letoon Antik Kenti, belki de Letoon Kutsal Alanı demek daha doğru burası için. Letoon, Anadolu’nun Dünyaca ünlü Likya uygarlığının dini merkezi olarak adlandırılan yerdir. Işık ülkesi Likya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan kentlerinden birisidir. Letoon, bu listeye 1988 yılında hemen yakınında bulunan komşusu Xanthos ile beraber kabul edilmiştir.

Letoon, Likya bölgesinin kült merkezi olmasının yanı sıra mitolojik hikayeleri, şehre ismini veren tanrıça Leto ve ikiz çocukları Apollon ve Artemis adına yapılan yan yana tapınakları, kutsal suyu ve 3 dilli yazıtı ile Anadolu’nun Likya’nın izlerini günümüze taşıyan önemli bir merkezdir.

Letoon Antik Kenti Nerede

Letoon Antik Kenti, Antik Çağ’da Likya sınırları içerisindedir. Günümüzde ise Likya dendiğinde akla gelen bölge Teke Yarımadası dolayısıyla Antalya’dır ama Likya batı sınırının Dalaman Çayına kadar uzandığını da hatırlatalım. Letoon ise Antalya – Muğla sınırına oldukça yakın konumda Muğla’nın Seydikemer ilçesinin Kumluova Mahallesinde bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Letoon ile beraber giren Ksanthos (Xanthos) ise sadece 6 km uzakta ama sınırın ötesinde Antalya Kaş’a bağlıdır. Likya’nın bir diğer büyük ve önemli kenti olan Patara’ya ise yaklaşık 16 km uzaklıktadır.

Ksanthos (Xanthos) ve Patara gibi iki büyük, önemli ve belirli dönemler Likya’nın başkentliğini yapan bu kentlere yakınlığı Letoon’un da önemli olmasının sebeplerinden birisidir.

Letoon Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir

Letoon Antik Kenti’ne en yakın merkezlerden Muğla Fethiye’ye 63 km, Antalya Kaş’a ise 50 km mesafede bulunuyor.  Bölge ülkemizin en gözde turistik bölgelerinden olduğundan tabela vb. durumlar fazlasıyla yeterli. Kaş tarafından gelirken Patara sapağını geçince az ilerde ilk Ksanthos – Letoon tabelasını göreceksiniz.

Muğla tarafından geliyorsanız Gölbent mevkiinden yine tabelalar sizi Ksanthos – Letoon’a doğru yönlendirecek. Letoon yazmasa bile Ksanthos yazısı sizin için yeterli olacaktır. Zaten Letoon’a heliyorsanız Ksanthos’a uğramamayı düşünmüyorsunuzdur herhalde?

 

Letoon Antik Kenti Giriş Ücreti

Letoon Antik Kenti’nin giriş ücreti 2021 yılı itibariyle 12 TL’dir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir ören yeri olduğundan Müzekart geçerlidir.

Letoon Antik Kenti Hikayesi

Kentin adını bir tanrıçadan yani Leto’dan aldığını düşünecek olursak bunun mutlaka bir sebebi olmalı değil mi?

Çeşitli kaynaklarda genel hatları aynı olsa da ayrıntılarda ufak farklar vardır.

Leto, Khaeos ve Phebe’nin güzel kızlarıdır. Aslında titan olan iki kişinin çocuğudur ama tanrıça gibi kendisine tapınılmıştır. Bir süre sonra tanrıların başında bulunan ve en güçlüleri olan Zeus, Leto’ya aşık olur. Çapkınlıklarıyla da ünlü olan Zeus bir süre sonra Leto ile birlikte olur ve Leto hamile kalır. İşte asıl problem de bundan sonra ortaya çıkar. Zeus’un kıskanç eşi olan Hera bu duruma çok öfkelenir ve Leto’nun doğum yapmasını engellemek ister. Leto’nun doğurmasını engellemek için “Güneşin doğduğu yerlerde doğuramasın.” der ve ou takip etmesi için Python’u görevlendirir.

Zeus - Antalya Müzesi

Leto karnı burnunda Dünyayı dolaşır kendine yer arar. Zeus’un kendisini bıldırcına çevirmesi sayesinde Hera’dan kaçabilir. En sonun Poseidon acır kendisine ve deprem tanrısı da olduğundan bir adanın ortaya çıkmasını sağlar: Delos Adası. Daha önce bir insanoğlunun ayak dahi basmadığı kayalık, çorak bir adadır. Poseidon’un da yardımıyla ada dalgalarla örtülür ve Leto burada doğum yapar. Kimi kaynaklara göre önce Artemis doğar ve ardından kardeşi Apollon’un doğumuna yardımcı olur.

Bu tanrıların doğumundan sonra adaya parlak anlamına gelen Delos adı verilir ve Apollon’un en önemli tapınaklarından birisi de buradadır. Aynı zamanda bilicilik merkezidir.

Doğumdan sonra Leto çocuklarıyla Likya topraklarına gelir ama Hera peşlerini bırakmaz. Likya bölgesinde bugünkü Letoon kentinde kutsal suyun bulunduğu yere gelip su içmek ve çocuklarını yıkamak istediğinde Likyalı köylüler Hera’dan korktuklarından dolayı kendisine izin vermezler. Leto’yu oradan kovarlar. Bölge insanın kendisine böyle davranmasına öfkelenen Leto, onların hepsini kurbağaya çevirir.

Apollon ve Artemis - Antalya Müzesi

Kent de bir süre sonra Letoon adıyla anılmaya başlar.

Leto ve çocuklarını buraya getiren ve onlara rehberlik edenler ise kurtlardır. Bundan dolayı da bu bölgeye kurt anlamına gelen Lykos adının verildiği söylenir. Bu isminde Likya kelimesinin kökeni olduğu düşünülüyor.

Hikayenin farklı versiyonlarında ise Artemis ve Apollon’un Likya’da doğduğu ve hatta Apollon’un Patara’da doğduğu söylenir. Günümüzde Patara’ya giderseniz orada Leto Hurmalığı’nı yani Leto'nun Apollon’u doğurduğu yeri görebilirsiniz.

Ay Tanrıçası Artemis ve Güneş Tanrısı Apollon nerede doğmuştur bilemiyoruz ama bugün Letoon’a gittiğinizde su kaynağının olduğu yerde bol bol kurbağa görebilirsiniz. Leto’nun kurbağaya çevirdikleri hala kenti terketmemişler anlaşılan...

Letoon Antik Kenti | Letoon Kutsal Alanı Tarihçesi

En başta da bahsettiğimiz gibi aslında Letoon Kutsal Alanı olarak adlandırmak daha doğru bir tabir olacaktır. Çünkü Ksanthos'un ve Likya’nın dini bir merkezidir Letoon. Demokrasinin temeli sayılan ve türünün en mükemmeli olarak adlandırılan Likya Birliği’nde alınan kararların bir örneklerinin de muhafaza edildiği önemli bir merkezdir. Yani Letoon dini bir merkezden çok daha fazlası aslında.

Işık ülkesi Likya’nın batısında bulunan Letoon, bölgenin önemli bir kült merkezi. Önemli ama ne zamandan beri? Kentte yapılan kazılardaki son sonuçlara göre Letoon’un tarihinin eski çağlara kadar uzandığı anlaşıldı. En azından M.Ö. 2 binlerden beri kutsal bir yer görevi gören Letoon, görüldüğü gibi bu özelliğini çok eskilerden alıyor. Kutsal su yani su kültünün Hitit kökenli olduğu da düşünülüyor.

Likya, Anadolu’nun yerli halklarından Luvi kökenlilerin yaşadığı coğrafyadır.  Eski çağlarda Eni Mahannahi inancı Hellenistik dönem ile beraber Leto’ya bırakmıştır. Aslında değişen tek şey isim olmuştur ve inanç temel hatlarıyla devam etmiştir.

Lukkalıların yaşadığı bölgenin dini merkezi olan Letoon adını Tanrıça Leto’dan alır ama bu tanrıçanın Likçe’de de bir karşılığı vardır: Lada. Likçe’de eş, kadın anlamına geldiği söylenen Lada zamanla Leto’ya dönüşmüştür. Leto’nun çocukları ise Apollon ve Artemis. Likya’yada yerel dilde yani Likçe’de Apollon Natri, Aretmis ise Ertemi olarak adlandırılmıştır.

Apollon ve Artemis, Yunan mitolojisinde Pantheon’un önde gelenlerindendir. Fakat Anadolu topraklarında birçok yerde Artemis başta olmak üzere ikisine de tapıldığını görüyoruz.

M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren Letoon’un simgesi olan üç tapınak inşa edilmeye başlanır. Arnibas dönemiyle beraber başlayan bu çalışmalar Letoon’un öneminin artmasını da sağlar. Letoon, Artemis ve Apollon tapınaklarının yanına M.S. 2. yüzyılda Anadolu’da birçok yerde adına tapınaklar, çeşmeler inşa edilen Hadrian Çeşmesi inşa edilir.

Letoon’da tarih boyunca birçok uygarlık gelip geçer ama Letoon, önemini sürekli koruyan bir merkez olur. M.S. 7. yüzyıldan itibaren terk edilmeye başlanan Letoon, Hristiyanlığın iyice yayılmasıyla beraber önemini de kaybeder.

Letoon, bir Patara ya da Ksanthos gibi kent olmamıştır. Daha çok din adamlarının yaşadığı ve kamu görevlilerinin bulunduğu bir kült merkezi olmuştur. Leto, Artemis ve Apollon için yapılan tapınaklarıyla özel bir kutsal alandır.

 

Letoon Kutsal Alanı olarak adlandırılmasının ilk ve önemli sebebi ise burada bulanan kutsal olarak adlandırılan sudur. Yani su kültüdür. Türk hakimiyetinden sonra bile bacakları ağrıyanların, çocuğu olmayanların şifa aradığı yer olmuştur.

Likya uygarlığının en önemli yazılı eserlerinden birisi olan üç dilli yazıt (Aramice, Likçe, Grekçe) Letoon’da bulunmuştur ve günümüzde Fethiye Müzesi’ndedir.

Letoon Antik Kenti Yapıları - Gezilecek Yerler

Letoon Kutsal Alanı en başta da bahsettiğimiz gibi tapınaklarıyla ön planda olan bir ören yeridir. Letoon, diğer kentler de olduğu çok geniş bir alanda olmadığından gezmesi, görmesi çok daha rahat olan bir yerdir.

1- Letoon Tiyatrosu

Letoon Ören Yeri’ne giriş yaptığınızda hemen karşınızda sizi 7800 kişilik bir tiyatro karşılar. M.Ö. 2. yüzyıla inşa edilen tiyatro Hellenistik dönem özelliklerini taşımaktadır. Letoon tiyatrosunda yapılan çalışmalarda bulunan lahit parçaları tiyatrodan önce buranın bir nekropol alanı olabileceğini göstermektedir. Orkestranın yani gösterilerin yapıldığı alan ile oturma sıralarının alt kısımları hala toprak altında. Yapılacak çalışmalarla yavaş yavaş gün yüzüne çıkmayı bekliyorlar.

2- Teraslar ve Teras Duvarları

Tiyatrodan ayrılıp tapınaklara doğru devam ettiğinizde sol tarafınızda çoğunlukla kayalara oyularak yapılmış duvarları göreceksiniz. Hellenistik dönemde yapıldığı düşünülen bu teras duvarlarının istinat duvarı olarak kullanıldığı düşünülüyor. Tiyatrodan Kutsal Alanın üst tarafına kadar devam eden bu duvarlar tapınakların bulunduğu yerde iki sıra halinde inşa edilmiştir.

3- Portikolar

Aynı yoldan devam ederken solunuzda teras duvarları kalıntıları ve sağınızda ise kısmen suyla kaplanmış portikoları görebilirsiniz. Tapınaklarla beraber inşa edildiği düşünülen bu yapıları üzeri kapalı kaldırımlar ve küçük dükkanlar olarak canlandırabilirsiniz. Hellenistik ve Roma döneme ait olan yapı kalıntılarının yanı sıra zamanla bulunan parçalar stoa ve portikoların tarihini M.Ö. 8. yüzyıla kadar götürmektedir.

Rhodiapolisli Likya’nın ünlü hayırseveri Opraomas M.S. 2. yüzyılda deprem sonrası hasar gören bu yapılar için Letoon’a bağışta bulunmuştur. Likya’nın hayırsever insanı Opraomas’tan Rhodiapolis yazımızda daha ayrıntılı bahsedeceğiz.

4- Temenos

Letoon Antik Kenti’nin kutsal alanı olarak adlandırılan bölgesidir. Leto, Artemis, Apollon Tapınakları ve kutsal su kaynağının bulunduğu alandır. Tam karşınızda bulunan üç tapınağa baktığınızda sırasıyla solda Apollon, ortada küçük olan Artemis ve sağda sütunlu olan ise Leto Tapınağı’dır. Tapınaklar genelde doğuya bakarlar ama burada tapınanaklar kentin kutsal sayılan suyunun kaynağına yani güneye baktığını görüyoruz.

5- Apollon Tapınağı

Apollon Tapınağı, M.Ö. 2. yüzyılda 6x11 sütun dizisiyle inşa edilmiştir. Fakat kendisinden 200 yıl daha eski olan bir tapınağın kalıntıları üzerinde bulunmaktadır. Tapınakta en çok dikkatinizi çekecek üzerine çıktığınızda göreceğiniz yan yana üç semboldür. Soldan sağa yay, sadak (Artemis) ve lirdir.

Apollon, güneşin, ışığın, biliciliğin tanrısıdır. Doğum yeri ile alakalı farklı bilgiler olsa da Patara’da Apollon’un doğduğu düşünülen yerlerden birisidir. Diğer yer ise Delos’tur. Dolayısıyla bilicilik merkezidir. Likya sikkelerinin bir yüzünde Apollon ya da Artemis başı figürü bulunur. Bu da bu tanrılara Likya’da verilen önemin göstergesidir. Likyalıların Natri dediği Apollon, Likyalı Sarpedon’un naaşını da Troya Savaşından getiren tanrıdır.

6- Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı, Üç tapınak arasında ortada ve en küçük olandır. M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilen Artemis Tapınağı’nda bulunan yazıtta tapınağın M.Ö. 400-380 yılları arasında Arbinna tarafından Artemis’e adandığı yazmaktadır. Butapınağın cella yani kutsal mekanında bir kaya kütlesi bulunmaktadır ki bu da Anadolu kültüründe ana tanrıça Kibele ile bir bağlantıya işaret olarak gösterilir.

Artemis, bakire, bolluk, bereket, avcılı, ay tanrıçası olarak da bilinir. Likçe’de Ertemi olarak adlandırılan Artemis, Anadolu’da en çok görülen tanrıçalardan biridir. Bunun sebeplerinden birisi de Anadolu’nun köklerinde bulunan ana tanrıça kültüdür.

7- Leto Tapınağı

Üç tapınağın en solunda sütunlu olarak göreceğiniz tapınaktır. M.Ö. 400 – 380 yılları arasında inşa edilmiştir. Görsel olarak bakıldığında üç tapınak arasında en büyük olanıdır. Şehre de ismini veren tanrıça olan Leto, Artemis ve Apollon’un annesidir.

Artemis Tapınağı’nda olduğu gibi burada da kaya kütlesi bulunur yani Kibele ile bir özdeşleştirme söz konusudur. Likçe’de Lada olarak adlandırıldığı sonradan Leto’ya dönüştüğü söylenmektedir.

8- Arruntii Anıtı

Roma Senatosuna alınan ilk Likyalı olan Marcus Arruntius Claudianus onuruna inşa edilmiştir. Arruntius bu görevini İmparator Nerva ve Trajan dönemlerinde gerçekleştirmiştir. Apollon Tapınağının hemen yanında yer alan anıt 6.60 metre uzunluğunda ve 1.65 metre genişliğindedir. Oturma sırası şeklinde inşa edilen anıtın her iki ucunda grifon ayaklarını da görebilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre anıtın üzerinde bu aileye ait 9 kişinin bronz heykeli olduğu düşünülüyor.

9- Üç Dilli Yazıt

Letoon’un en kıymetli parçalarından birisi olarak kabul edilen bu üç dilli yazıt, Likya tarihi ve Likçe için en önemli kaynaklardan birisidir. 1973 yılında Fransız Arkeolog Henry Metzger tarafından bulunan yazıt Aramice, Likçe ve Grekçe olarak yazılmıştır.

M.Ö. 358 yılında Halikarnassos Satrabı Pixodoros tarafından hazırlatılan bu yazıt Karya ile Likya birbirine daha da bağlamayı daha doğrusu Karya kültürünü ve inanç sistemini Likya’da da yaymaya çalışmaktadır. Yazıtta Karya’daki Basileos Kaunios kültünün Likya'da yayılması aksi takdirde cezalandırılacakları yazar.

Üç Dilli Yazıt günümüzde Fethiye Müzesi’nde sergilenmektedir.

10- Kutsal Kaynak ve Hadrian Çeşmesi

Letoon’da bulunan su kaynağı yüz yıllar boyunca tapınım görmüştür. Kentteki Leto tapınımının da ilk dönemde su kültüyle ilişkili olabileceği düşünülüyor. Su her zaman kutsaldır çünkü arındıran ve temizleyendir.

Hadrian döneminde M.S. 2. yüzyılda ise kutsal su kaynağının hemen yanına anıtsal bir çeşme inşa edilmiştir. Yarım daire şeklinde olan çeşmenin bulunduğu kısım gayet güzel bir şekilde günümüze kadar gelmiştir.

11- Kutsal Yol

Kutsal su ve anıtsal çeşmenin girişinden  hemen karşısında bulunan Arruntii Yazıtına kadar tapınakların yanından geçen yoldur. Kısmen de olsa belli oluyor. Kutsal Yol boyunca Trajan ve Nerva’ya ithaf edilen yazıtlar bulunmaktadır.

12- Kilise ve Manastır

Tapınakların hemen arkasında bulunan yapılardır. Kilise M.S. 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Erken Hristiyanlık dönemine ait olan kilise ve manastırın yapımında tapınakların taşları da kullanılmıştır. Mozaikle kaplı zeminleri olan yapılar Arap akınlarında büyük zarar görmüştür.

 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.