Heybetli Duruşlarıyla Asırlara Meydan Okuyan 6 Kale

Gittiğiniz şehirlerde gözünüze ilk ilişen yapılardır kaleler. Her şehirde kale olmaz elbet. Medeniyetler, stratejik konuma sahip olan yerleşimlere kaleler inşa etmiş tarih boyunca. Kendini savunmak, şehrini savunmak için heybetli kalelere ihtiyaç duyulmuş.

Günümüzün teknoloji çağında bir tuşla her şey olup biterken, geçmiş insan aylar-yıllar alan inşa süreciyle mükemmel korunaklı kaleler inşa etmiş.

Anadolu’muzun en heybetli kalelerini derledik sizler için. Eh içine bir de Yavru Vatan Kıbrıs’tan olmazsa olmaz Girne Kalesi'ni ekledik. Buyurun 6 Heybetli Kaleyi keşfedelim;

1- Bozcaada Kalesi

Ülkemizin üçüncü büyük adası olan Bozcaada'nın görkemli yapısıdır kale. Geyikli'den feribotla hareket ettiğinizde adaya yaklaşırken tüm heybetiyle selamlar sizi. Böylesi küçük bir yerleşimin tam tersi büyük bir kaleye sahip olması şaşırtır ziyaretçileri.

Fakat konumu itibariyle, Çanakkale Boğazı'nın girişine yakın bulunan Bozcaada'nın asırlar boyunca işgaller ve saldırılar gördüğünü hesaba kattığınız an neden böylesi heybetli bir kaleye sahip olduğu konusunda ikna olursunuz.

Türkiye'nin en iyi korunan ve sağlam kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi'nin tarihte ilk defa kim tarafından yapıldığı netlik kazanmasa da; Fenikeliler, Cenevizliler ve Venedikliler tarafından kullanım gördüğü biliniyor. Denizcilikte ün salmış olan bu milletlerin belli dönemlerde iskan ettiği ada ve kale, Osmanlı'nın eline geçtikten sonra özellikle Fatih Sultan Mehmet döneminde iyi bir onarımdan geçer. Osmanlı adaya hükmettiği dönem boyunca da kale içerisine iki camii inşa ettirir.

Kale, yüksek sur duvarları ve etrafındaki hendek ile dıştan baktığınızda öyle büyüleyicidir ki... İç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Kapısından içeri girdiğiniz an sizi geniş bir alan karşılar. Burası dış kale bölümü. Eskiden kale içinde kalanlara ait evlerin bulunduğu, aynı zamanda askerlerin talim alanı olan yer. Ayrıca dış kale bölümünde tabya, cephanelik, kuyu ve şimdi artık üst kısmı var olmayan sadece alt kısmı kalan minare yer alıyor.

İç Kale bölümüne girdiğinizde ise sağ tarafa dönerseniz bir sergi salonu göreceksiniz. Amphoraların sergilendiği salonda, eskiden deniz ticaretinde kullanılan, zeytinyağı, şarap, çeşitli sosların taşındığı ve mana olarak da "çift kulplu" anlamına gelen amphoraları göreceksiniz. İç Kale bölümünde yer alan bir çok mezar taşı da dikkatinizi çekecek.

İç kalede meydanda cephanelik ve sarnıç yer alırken, bugün artık kaleden çok fazla kalan eser yok malesef. Yapacağınız en güzel şey buradaki surlardan adayı fotoğraflamak olsun.

Adanın Türk ve Rum mahallesine ait olan sokaklarını ve limanını fotoğraflarken, asırlara meydan okuyan şimdilerde ise sessizliğe bürünmüş heybetli kalenin üstünde uçuşan kargaların senfonisine ortak olun. Yolunuz Bozcaada'ya düşerse tarihi heybetli kaleye mutlaka zaman ayırın.

2- Çeşme Kalesi

İzmir'in en gözde ilçelerinden olan Çeşme'nin kıymetli yapılarından biridir Çeşme Kalesi. Heybetli duruşuyla size Çeşme hakkında ipuçları verir, tarih fısıldar. Şehri hiç tanımasanız bile kaleyi görür görmez, Çeşme'nin tarihsel serüveninde büyük önem arz etmiş bir liman şehri olduğunu anlarsınız.

Osmanlı yapısı olan kale, Padişah II. Bayezid tarafından 1508 ile 1509 arasından yaptırılıp tamamlanmıştır. Yapıldığı tarihte denize sıfır olarak ve üç tarafı hendeklerle çevrili olarak tamamlanır fakat zamanla doldurulan kıyı şeridi ile denizden biraz mesafelidir şimdilerde. Çeşme, Batı Ege kıyılarının en çok saldırı gören yerleşimlerinden biriyken, şehre Osmanlı tarafından yaptırılan kale ile şehir güvenli ve korunaklı hale getirilmiştir.

Kalenin girişinde Büyük Türk Amirali Cezayirli Hasan Paşa'nın heykelini görüyorsunuz. Aslen Tekirdağlı olmasına rağmen Cezayir'de uzun süre görev yapmasından ötürü Cezayirli lakabını alan Hasan Paşa, aynı zamanda sadrazamlık yapmış bir devlet adamıdır. Yanında evcilleştirdiği aslanı ile heykeli dikilen paşa, Osmanlı denizcilik tarihinde çok önemli bir isimdir.

Kalede dört adet kule yer alır ki; alt kısımdakiler Umurbey Kulesi ve Barbaros Kulesi, yukarıdaki iki kule ise Bayezid Kulesi ve Çakabey Kulesidir. Kulelerden Çeşme manzarası ise gerçekten çok etkileyicidir.

Kale aynı zamanda Çeşme Müzesi olarak hizmet verdiği için, kale içerisinde birçok bölüm yer alıyor. Osmanlı- Rus Deniz Savaşını anlatan bölümde savaştan kalan bir takım objeler, savaşı anlatan haritalar ve panolar, sikkeler, ayrıca savaş topları da yer alıyor. 

Bir diğer bölümde ise Erythrai antik kentinden ele geçen buluntular sergileniyor. Arkeolojik önem arz eden objeler arasında tanrı ve tanrıça heykelleri, sikkeler, gözyaşı şişeleri yer alırken diğer bir bölümde de amphoraları görüyorsunuz. Çeşme bölgesine ait kazılarda çıkarılan arkeolojik eserler sergide yerini almış durumda.

Çeşme Kalesi içerisinde yükselen mimarisiyle camii ayrı bir görsellik katar bu enfes yapıya. Kale içerisinde yaz dönemlerinde çeşitli festivaller düzenleniyor. Dolu dolu kaleyi gezmek için bir saatinizi mutlaka ayırın derim.  Çeşme'ye gelmişken de bu heybetli Osmanlı kalesini mutlaka ziyaret edin.

3- Girne Kalesi

Yavru Vatan Kıbrıs'ın turistik şehri Girne'nin gözbebeği kalesi. Girne'ye güzellik katan asırlık dost; Girne Kalesi. Şehrin kuzeydoğusunda yükselen ve Ortaçağdan kalma cezbedici mimarisiyle mutlaka ziyaret edilmesi gereken kale.

Girne Kalesi, 7. yüzyılda Bizans tarafından inşa ettirilen bir yapı ki Arap akınlarına karşı koymak amacıyla kale yapılmasına karar verilir. Şehri tüm görkemiyle kucaklayan kale, birçok medeniyete de kucak açmaktan geri kalmaz. Masmavi Akdeniz'i asırlardan bu yana ise durmadan selamlar.

Üç yüz sene Osmanlı'ya yurt olan adanın, görkemli yapısı kalede Osmanlı izler bırakır. Ta ki İngilizler ‘in eline geçene kadar. İngilizler, Osmanlı'dan kalan birçok eseri ortadan kaldırır ve kaleyi hapishane olarak kullanırlar.

Kaleye derin hendek üzerine kurulu köprüden giriyorsunuz ve karşınıza kalenin tanıtımının yapıldığı oda çıkıyor. İçeride Girne Kalesi'nin panoları var. Az ileride ise Osmanlı Amirali Sadık Paşa'nın lahitini görüyorsunuz.

12. yüzyıldan kalma St. George Kilisesi ise yine Bizans izleri taşıyan bir ibadet yapısı. Kiliseye uzun ve dar bir koridordan geçiyorsunuz. Haç planlı olarak tasarlanan kilise içerisinde az da olsa taban mozaiklerine rastlıyorsunuz.

İki sağlam kuleden birisi Lüzinyan Kulesi diğeri ise Venedik Kulesi. Ayrıca Lüzinyan döneminden kalan zindanlar ortaçağdaki işkence yöntemlerinin anlatıldığı yer. Her kalede olduğu gibi burada da zindanlar olmazsa olmazıymış Girne Kalesinin.

Kalenin içerisinde en dikkat çeken yerlerden birisi, 2300 yıllık bir batık geminin olduğu Batık Gemi Müzesi. Dünyanın en eski batıklarından biri kabul edilen gemi, 1960'lı yıllarda balçığa gömülü haldeyken bulunur ve çıkartılır. Girne Limanı açıklarında bulunan geminin orijinal iskeleti ve gemiden bulunan birçok malzeme ve obje müzede sergilenmektedir.

Diğer dikkat çeken yer ise Kırnı Mezarıdır. Kırnı Köyü, Hüsnü Kayası Cemelönü civarında bulunan mezar buluntularının sergilendiği ve mezarın canlandırıldığı salon gerçekten görmeye değer. Üç odalı olan mezar farklılık arz etmekte ve mezar odalarından çıkarılan objeler camekanlarda sergilenmektedir.

Kalenin en üst kısımlarında mutlaka bir yürüyüş yapın ve su ihtiyacını karşılamak için yapılmış birçok su sarnıcını fotoğraflayın. Ve buradan Girne'nin enfes manzarasını seyre dalın. Akdeniz'i ve bir adım ötedeki Anadolu’muzu hissedin. Ardından mutlaka Girne'nin sokaklarına bırakıp kendinizi kaybedin.

4- Kilitbahir Kalesi

Boğaz kıyısında kurulu şehir Çanakkale'nin en görkemli yapılarından biridir Kilitbahir Kalesi. Heybetli duruşuyla boğazın Avrupa yakasında ayakta duran Osmanlı yapısı kaledir. Kilitbahir Köyü içinde yer alan kale bugün ülkemizdeki en heybetli kalelerden biridir.

Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan kale 1462-1463 arası tamamlanır. Fatih Sultan Mehmet, Kilitbahir Kalesi ile karşılıklı olarak bir kale daha yaptırır ki; Kale-i Sultaniye (Sultan'ın Kalesi) adıyla anılan bu kale de tam karşı kıyıda Anadolu yakasında Kilitbahir Kalesiyle karşılıklı boğazı selamlar. 

Kalelerin yapılmasındaki amaç ise; İstanbul'a açılan kapı Çanakkale Boğazıdır. İstanbul'un güvenliği sağlanacaksa bu önce Çanakkale'den olmalıdır. İstanbul'a gelecek herhangi bir tehlikenin ilk sızacağı nokta Çanakkale Boğazı'dır.

İşte bu mantıkla İstanbul'un güvenliğini sağlamak için, Fatih Sultan Mehmet Çanakkale Boğazı'nın iki yakasına da birer kale inşa ettirir. Böylece dönemin başkenti İstanbul daha iyi korunulacaktır. Nitekim 18 Mart 1915 Çanakkale Boğaz Harbinde bunun ne kadar doğru bir karar olduğu ispatlanmıştır.

Kilitbahir Kalesi, mimarisi itibariyle de göz alıcı ve farklıdır. Üç yapraklı yonca şeklinde tasarlanan kale, Dünyada mimari anlamda benzeri olmayan eşsiz bir tasarıma sahiptir. Kilid-ül Bahr diye bilinen kale "Denizin Kilidi" anlamına gelir ve burası boğazın kilit noktasıdır aslında. Aynı zamanda en dar yeri. Osmanlı döneminde asma kilitler yonca figürüyle tasarlanırdı. Boğazın kilit noktası olan bu bölgeye yonca şeklinde bir kale tasarlanmasındaki mantık budur. Ve çok da yakışır boğazın karşı kıyısına...

Günümüzde müze olarak ziyarete açık olan kalenin hemen yanı başında yükselen Sarı Kule ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenmiştir. Çeşitli dönemlerde yenilemeler yapılan kale en son 2011'de restorasyona alınmıştı ve 2018'den itibaren ziyaretçilere kapısını açtı. Kalenin içerisindeki yedi katlı ana kulede birçok tanıtım bulacaksınız. Piri Reis’ten Osmanlı'ya, kaleyle ilgili birçok bilgiye yer veriliyor.

Kilitbahir Kalesi'ni gezdikten sonra tam karşısındaki yani Çanakkale merkezdeki diğer kaleyi de gezin. Günümüzde Çimenlik Kalesi diye anılan aynı zamanda Deniz Müzesi olarak hizmet veren kale ve bahçesinde savaş dönemine ait birçok malzeme göreceksiniz. 18 Mart'ın kaderini değiştiren Nusrat Mayın Gemisi'nin bire bir kopyası da sizleri karşılayacak.

5- Bodrum Kalesi

Bodrum Kalesi, Dünyaca ünlü turizm merkezimiz Bodrum'un göz alıcı yapısıdır. Bodrum'u kalesiz düşünmek bile insanda bir eksiklik uyandırır. Kaleyle beraber özdeşleşen şehrin limanında asırlara meydan okurcasına yükselir kale. Bembeyaz Bodrum evlerinin renk uyumunu bozmaz aslında, aksine farklılık katar bütünü yakalar kale.

Üç tarafı denizle çevrili olan kale kayalık bir alan üzerine kurulmuştur. Antik Dünyanın 7 Harikasından biri olan Moussoleum'un taşlarından inşa edilen kale, 1406 ile 1523 yılları arasında tamamlanmıştır.

Bodrum Kalesi denince akla Sualtı Arkeoloji Müzesi gelir elbet. Türkiye'nin ilk ve tek sualtı müzesi olan kale, Dünyada da önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biri olmayı başarmıştır. 1995 yılında ise Avrupa'da Yılın Müzesi seçimlerinde "Özel Övgü" ödülünü almayı başarmıştır.

Özellikle görülmesi gereken, yaklaşık 3300 yıllık Uluburun Batığı’dır. Tesadüfen bulunan bu ticaret gemisi, Tunç Çağı dönemine ait olup Dünya’nın en eski ticaret gemisi batığı olarak bilinir. Mutlaka görülmesi gereken batık, müzenin en değerli parçalarından şüphesiz.

Müzede amphoralar, cam koleksiyonlar, sikkeler, batıklar, Karia Prensesi Ada salonu yer alırken, kale içerisindeki kulelerden bazılarında da sergiler bulunmaktadır. 5 kuleden en yükseği Fransız Kulesi iken diğer kuleler de İtalyan, İngiliz, Alman ve Yılanlı Kuleler olarak adlandırılmıştır.

6- Mamure Kalesi

Mersin ilimizin Anamur ilçesinin görkemli yapısı kale; Mamure Kalesi. Akdeniz'in kıyısında asırlara meydan okumuş, konumu itibariyle mükemmel şekilde tasarlanmış, ülkemizin en heybetli ve büyük kalelerinden biridir. 

Yapım yılı tam bilinmese de III. ya da IV. yüzyılda Roma döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kalede yapılan çalışmalarda Roma dönemine ait mozaiklerin bulunması bunu destekler durumdadır. Roma'dan Bizans'a, Selçuklu'dan Osmanlı'ya el değiştirmiş olan kalede Karamanoğlu Beyliğinin de izleri görülmektedir. Kale içerisindeki camii Karamanoğlu döneminde yapılmıştır. Mamure ismini de Karamanoğlu buraya hükmettiği zaman almıştır kale.

Savunma açısından, bulunduğu yer itibariyle mükemmel şekilde konumlandırılıp denizden gelecek en küçük tehdide karşı çok iyi tasarlanmıştır. 39 adet kulesi, burçları ile görkemli, içindeki hamam ve sarnıçları ile de enfes bir Ortaçağ Kalesi.

2012 yılında Unesco Geçici Miras Listesi'ne alınan Mamure Kalesi, ülkemizin gözbebeği kalelerinden biri. Yolunuz Mersin Anamur'a düşerse bu heybetli kaleyi mutlaka görün.

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.